Cumhuriyet Halk Partisi Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ Başbakan’ın hayali gündemler yaratarak halkın gerçeklerini gündeme getirmeme politikası uyguladığını söyleyerek Türkiye’nin geleneksel dış politikadan uzaklaşarak güvenirliğini yitirdiğini belirtti.
Cumhuriyet Halk Partisi Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ Türkiye’nin birçok sorunu olmasına rağmen başbakanlık adeta bir cambaz gibi farklı gündemler oluşturarak halkı gerçek sorunlardan uzak tuttuğunu söyledi. Serindağ; “Dünya’da iş kazaları yönünden Türkiye 2.sırada, hatta birinciliği zorluyor. Günde yaklaşık 4 vatandaşımız iş kazası nedeniyle hayatını kaybediyor. Mazotun en pahalı satıldığı ülke Türkiye! Avrupa’da kişi başına düşen milli gelir Türkiye’nin 5 katı. Türkiye tarihinde ilk defa memurlar Ocak ayında alması gereken maaş zamlarını alamadı. Eğitim çökmüş durumda, atanamayan öğretmenler, öğretmensiz geçen dersler var. Uluslar arası yarışmalarda bizim öğrencilerimiz sürekli olarak sonuncu oluyor. 50 binin üzerinde öğrencimiz son yapılan YGS’ de sıfır puan aldı. Bu sorunlarla kimse ilgilenmiyor Sayın Başbakan hayali gündemler yaratıyor. Adeta “cambaza bak” politikası uygulanıyor.
PERŞEMBENİN GELİŞİ ÇARŞAMBADAN BELLİDİR
Başkanlık tartışması yine gündeme geldi tartışılsın dendi ve şu an medyada yine gündemde. Başkanlık rejimi Türkiye’de çok tartışıldı, Almanya’da da çok tartışıldı. Şimdi bir taraftan yeni Anayasa yapılırken bir taraftan Başbakan’ın istemi üzerine Başkanlık sisteminin tartışmaya açılması çok ilginç. Yeni anayasa yapılırken pek çok sivil toplum örgütünden, siyasi partilerden, meslek kuruluşlarından ve vatandaşlardan öneriler alındı. Şimdi bunu bu aşamada tekrar gündeme getirmenin anlamsız olduğunu düşünüyorum. Bunun bir tek nedeni var, o da halkın gerçeklerini gündeme getirmeme politikası. Gerçekleri halktan gizleme politikası. Başbakan bu politikadan vazgeçmelidir. Çiftçi elektrik fiyatları yüzünden tarlasını sulayamamaktadır, Doğalgaz geldiği halde ücretinden dolayı halen kömür kullanılmaktadır. Türkiye’nin nüfusu 40 milyon iken sendikalı işçi sayısı 2,5 milyondu. Bugün 75 milyon nüfus varken sendikalı işçi sayısı 700 bin civarındadır. Standard and Poor’s uluslar arası bir kredi derecelendirme kuruluşudur. Türkiye’de oraya aidat ödeyen bir ülkedir. Bu kuruluş Türkiye’nin durumunu görüştü ve pozitif olan notu durağana çevirdi. İhracat rakamları açıklandı ve ihracatımız %3 oranında düştü. İhracat gittikçe düşüyor. Türkiye’de büyük bir işsizlik sorunu var, sayın Başbakan Türkiye’nin sorunlarından bahsetmek istemiyor, vatandaşlarımız bu tuzağa düşmesinler ve ileriye baksınlar. Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir. AKP’nin bundan sonra yapacak çok fazla bir şeyi kalmamıştır. Vatandaşımız en kısa sürede buna cevabını verecektir. Gaziantep halkı kimseye teslim olmaz. Gaziantep halkı oy verir ve karşılığında hizmet ister. Biz Gaziantep halkını teslim almak gibi bir niyette değiliz. Böyle bir derdimiz yok, biz Gaziantep halkına hizmet etmek istiyoruz bu nedenle önümüzdeki seçimlerde onlardan oy istiyoruz” dedi.
Narkoz Haber Gazetesi’nin sorularını yanıtlayan Gaziantep CHP Milletvekili Ali Serindağ Suriye ile ilişkilerdeki gelinen noktaya da değinerek sözlerine şöyle devam etti;
TÜRKİYE ADIM ADIM SAVAŞA SÜRÜKLENİYOR
Sayın Başbakan dış politikayla ilgili olarak “biz hemen komşumuzdaki olaylara kayıtsız kalamayız” diyor. Elbette ki bizim bu olaylara karşı sessiz kalmamız mümkün değil. Peki ben Başbakan’a sormak istiyorum. Bahreyn’de ki insanlarla neden ilgilenmiyor? Bahreyn’de ki insanlar demokratik taleplerde bulundu diye Suudi Arabistan tankları bu ülkenin vatandaşlarını ezdiler. Irak’ta bir buçuk milyon insan öldürülürken neden Sayın Başbakan’ın sesi çıkmadı. Üç yüz bin Müslüman kadın Irak’ta tecavüze uğrarken neden sesleri çıkmadı. Bunlardan hiç bahsedilmiyor. Suriye’de ki olaylardan dolayı oradan kaçmış ve Türkiye’de barınanların miktarı yaklaşık olarak 40 binin üzerinde. Bunun yanında yaklaşık olarak 17 binin üzerinde Suriye vatandaşı ülkelerine geri dönüyor. Şimdi herkesin düşünmesi lazım, savaş ve şiddet nedeniyle ülkesini terk etmiş insanların tekrar ülkelerine dönebilmeleri için o ortamın artık sona ermiş olması gerekiyor. Bunun yanında bakıyoruz Suriye’de ki olayların halen durmadığını ve artarak devam ettiğini görüyoruz. Bu insanlar acaba neden geldiler, neden geri dönüyorlar? Acaba bu insanlar umduklarını bulamadılar mı? Yoksa Suriye’de ki olaylar sona mı erdi? Deniliyor ki; gelenlere iş vaadinde bulunuldu ama vatandaşlık vaadinde bulunulmadı. Ulusal basında da bu konuyla ilgili yazılar çıktı ve hatta bir gazetecimiz Tv programında Hatay’da kamp sakinleri ile görüştü ve onlarla röportaj yaptı. Gazetecimizin izlenimlerini şöyleydi: “ Bu insanlar savaştan kaçmış insanlara benzemiyorlardı, yanlarında güvercinlerini bile getirenler vardı. Dışişleri Bakanlığı tarafından her türlü ihtiyaçların karşılandığı ancak en ufak memnuniyetsizlik halinde bile bize Tayyip Erdoğan’ı bağlayan onunla görüşeceğiz diyorlar. Kendilerine verilen bazı eşyaları satanlar bile var.” Suriye olayı gerçekten çok tehlikeli bir mecmuada devam ediyor. Türkiye’yi adım adım savaşa sürüklüyor hükümet. Hem ülkemiz çok zarar görecek bundan hem de Gaziantep. Gaziantepli esnaf kan ağlıyor. e gidin sorun esnaf kan ağlıyor. Suriye olaylarının bu hale gelmesinden önce Gaziantep e aylık 60–65 bin Suriye vatandaşı geliyorken, şimdi hemen hemen kesilmiş vaziyette. İnsanlar ona göre yatırım yaptılar, insanlar ona göre geleceklerini planladılar. Şimdi bu yatırımlarda boşa gitti, öngörüler boşa çıktı. Esnaf kan ağlıyor.
TÜRKİYE TARAFSIZLIĞINI YİTİRMİŞTİR
Sayın Dışişleri Bakanı Doğu Akdeniz de sefer emniyetini sağlayacağız diyordu. Sağlayabiliyor mu? İsrail orada ki yardım götüren gemiyi geldi aldı. Seyir sefer güvenliğini sağlayacağız diyen Sayın Dışişleri Bakanı bir şey yapabildi mi? Tam tersine Sayın Dışişleri Bakanı Amerikan başkanı tarafından parmakla çağırılıyor. O da koşa koşa gidiyor. Ben AKP Kongresinde yapılan konuşmaları izledim. Sayın Başbakanı dünya lideri olarak tanıtanlar var. Bir insanı yüzüne karşı bu kadar övmek, bana göre insanı rahatsız eder. Efendim neymiş dünya lideriymiş. Başbakanın dünya lideri olduğu bir dönemde o başbakanın askerinin başına çuval geçirilebilir mi? Irak’ta bizim askerimizin başına çuval geçirilirken başta AKP İktidarı vardı. Dokuz masum vatandaşımız İsrail tarafından katledilirken o zaman kimdi Başbakan? Recep Tayyip Erdoğan’dı. Ne oldu peki bir şey yapabildik mi? Peygamberimizle ilgili uygunsuz karikatürlerin yayınlandığı ülkenin Başbakanı Nato Genel Sekreteri oldu, müdahale edebildik mi? Bunların hepsi Sayın Başbakan’ın döneminde oldu. Suriye olaylarının şimdilik Gaziantep’e zararı yıllık 1 milyon dolardır. Bu işin ekonomik boyutu bir yana bir de akrabalık boyutu vardır. Bizim vatandaşlarımızın sınırın ötesinde akrabaları vardır. Akrabalık ve sosyal ilişkiler de bundan zarar görecektir. Olaylar böyle devam ederse artacaktır. Bu işin ekonomik yönü, birde işin Gaziantep açısından sosyal ve akrabalık ilişkisi meselesi vardır. Bizim vatandaşlarımızın akrabaları sınırın öbür tarafındadır. Akrabalık ilişkileri ve sosyal ilişkilerde bundan zarar görecektir. Onlar akrabalık Daha önce Türkiye’nin dış politikası geleneksel olarak bölge ülkeleriyle iyi komşuluk ilişkileri kurmaya dayanıyordu. Gerektiğinde tüm ülkelere telkinlerde ve tavsiyelerde bulunuluyordu. Ülkeler Türkiye’nin tarafsız olduğuna inanıyorlardı ama artık Türkiye tarafsızlığı yitirdi. Türkiye’ye olan güven azaldı. Biliyorsunuz Suriye ve İsrail arasındaki görüşmelerde, Suriye Türkiye’nin arabuluculuğunu kabul etmiş Fransa’yı reddetmişti. Türkiye’ye böylesine bir güven vardı. Ama son yaşanan olaylar ve Türkiye’nin mevcut dış politikası bunu yitirmesine neden olmuştur.
