Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdoğan 4+4+4 eğitim modelinin Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu bir model olduğunu, Suriye’de yaşanan insanlık dramına ise ülke olarak sessiz kalınmasının mümkün olmadığını söyledi.
Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdoğan 4+4+4 diye adlandırılan eğitim modelinin Türkiye’de bugüne kadar süregelen eğitim modelinde bir reform niteliğinde olduğunu, bu sistemin en büyük özelliğinin eğtimin önündeki engelleri kaldırmak olduğunu söyledi. Erdoğan; “Eğitim modelinde artık geçmişin bir engel olarak durmaması gerekiyor. Bir taraftan ileri demokrasiden bahsediyorsunuz, eğitim önceliğimizdir diyorsunuz, diğer yandan da eğitimin önünde engeller,barikatlar koyuyorsunuz, bu kanun bunları ortadan kaldırdı.
KURAN-I KERİM DERSİ İSTEĞE BAĞLIDIR
Bu sistemle en çok eleştirilen Kuran-ı Kerim dersinin konmasıdır. Bu dersler isteğe bağlı, seçmeli dersler olarak konmuştur. Bu dersleri arzu eden öğrencimiz seçip okuyacak, arzu etmeyen öğrencimiz okumayacaktır. Eğer öğrencimiz Kuran-ı Kerim dersi okumayı arzu ederse hem Kuran-ı Kerimi hem açıklamasını hem de peygamber efendimizin hayatını öğrenecek. Burada şu söylenebilir, ileri demokrasiden bahsediyorsunuz ancak sırf müslümanlara yönelik olan bu maddeyi mi çıkarıyorsunuz denebilir. Bunun yanında Hıristiyan olan Musevi olan vatandaşlarımızın çocukları da isteğe bağlı olarak kendi inanç kitaplarını okuyabileceklerdir. Aynı zamanda Mezhepler Tarihi dersi de isteğe bağlı olarak okutulacaktır. Dolayısıyla ülkemizde eğitimin önündeki engeller kalkmış olacaktır.
TABLET PC ALIMLARINDA YERLİ ÜRETİCİYİ TEŞVİK ETMEYE ÇALIŞIYORUZ.
Ana muhalefet lideri Kuran-ı Kerim dersleri ile ilgili şöyle bir açıklama yaptı: “siz bunu isteğe bağlı olarak diyorsunuz ama esas maksadınız o değil, esas maksadınız dağıtılacak olan tablet bilgisayarlardaki yapılacak yolsuzluğu Kuran-ı Kerim’in arkasına gizliyorsunuz” gibi eleştiriler getirdi. Bu tür açıklamalar doğru değildir. Çocuklarımızın bilişim konusunda alacakları bu tabletler ve eğitimlerle ilgili olarak maksadımız yerli firmaları desteklemektir. Bu konuda ihale yapılmış olsa zaten bu ihaleyi alabilecek firmalar dünya devi olan samsung, ipad gibi firmalardan olur. Ancak biz yerli malını korumak adına %15’e kadar pahalı bile olmuş olsa ihalelerde yerli malının kabul edilmesini Başbakanlık olarak kamu kurum ve kuruluşlarına tavsiye ediyoruz ve bununla ilgili de bir yönetmelik çıkardık. Fakat bu %15’e rağmen yabancı tabletler çok daha ucuza piyasaya girecekler. Bizde bu milyonlarca tablet bilgisayarın yurtdışından girmesi yerine yerli sanayiyi teşvik edelim diye bunların doğrudan alımlar ile yada ihale yapılacaksa iç ihaleyi destekleyici şekilde geçmesi için bir düşüncemiz var. Amacımız bunu yaparak yerli bilişim sektörünü desteklemektir.
HEDEFİMİZ BRANŞ SİSTEMLİ BİR EĞİTİM MODELİDİR
Eskiden bütçeden en çok payı alan bakanlık Milli Savunma Bakanlığı iken savunma sanayi iken şu an Milli Eğitim Bakanlığına en çok payı aktarıyoruz. Eğitim seviyesini arttırmadığımız sürece ülke ekonomisi ne kadar ileri giderse gitsin sıkıntılar mutlaka olacaktır. Biz okul eğitimine çok boyutlu bakıyoruz ve biz iktidara geldiğimiz de 25 ilde üniversite varken bu gün üniversite sayımız 168 oldu. Bu illere bağlı fakülte ve Meslek Yüksekokullarını hiç saymıyorum. Hedefimiz branşlaşmayı esas alan bir eğitim modelidir.
HALKINI ÖLDÜREN ESAD’A DUR DEMEMİZ GEREKİYOR
