Türk Eğitim-Sen Gaziantep Şubesi Kadın Komisyonu Başkanı Mircan Karakuş 8 Mart Dünya Kadınlar günü dolayısyla yaptığı basın açıklamada kadın cinayetleri ve şiddette mevcut yasaların yetersiz kaldığına dikkat çekti.
Karakuş 2016 yılının sadece Ocak ayında 31 kadın cinayeti işlenmiştir diyerek Kadınlara karşı şiddetin özellikle son yıllarda büyük bir artış gösterdiğini söyledi.
Karakuş sözlerine şöyle devam etti;
TOPLUMUMUZ KADIN VE AHLAK ÜZERİNDE BÜYÜK BİR TRAVMA YAŞIYOR
Ne yazık ki, Ülkemizde her üç kadından birinin veya kadınların yarısı aile içi şiddete maruz kaldığı halde, güvenlik, korku, utanma veya farkındalık eksikliği nedeniyle ilgili mercilere bildirememektedirler. Toplumumuz kadın ve ahlak üzerinde büyük bir travma yaşamaktadır. Mevcut yasalar sorunu çözmekte yetersiz kalmakta olup, hukuka ve adalete olan güven sarsılmaktadır.
Kadını bir birey olmaktan çıkarıp, cinsel bir metaya dönüştüren anlayış bugün nice Öztezcanlarımızın, Cansellerimizin yok olup gitmesine neden olmuştur.
Geçen yılki 8 Mart tarihinin üzerinden bir yıl geçti ve ne yazık ki, Ülkemizde ve dünyada kadının bulunduğu yerde ve kadınlara yapılan insanlık dışı eziyetlerin önlenmesinde ciddi bir gelişme olmadı. Diğer taraftan; kadın hakkını savunma iddiasında olanlar hala, kadını kadınlığından uzaklaştırarak onun biricik varlığına ne büyük zarar verdiklerinin farkında değillerdir. Yine kadını savunuyorum derken zarar veren bu sözde kadın hakları savunucuları, kadına en büyük zararı vermektedirler.
Türkiye’de kadınların en çok maruz kaldıkları şiddet türü olan duygusal şiddet ise bireye karşı gösterilen olumsuz, aşağılayıcı ve özgürlüklerine kısıtlama getiren davranışların tümüdür.
Gittikçe olumsuzlaşan ekonomik şartlar altında çalışan, evlat yetiştiren kadınlarımızın yozlaşan kültürel şartlar karşısında, yaşadığı sorunlar yüzünden içimiz buruk, boynumuz bükük kalmıştır.
DÜŞMANA KORKU SALANDIR KADIN
Oysa her zor günde en önde olan, dik başın, açık alnın adıdır kadın. Kurtuluş Savaşında vatanın her köşesi işgal edildiğinde silah kuşanan, dağlara çıkan düşmana korku salandır kadın.
Peygamber doğurandır kadın. Amine’dir. Allah yolunda ölmeyi bilendir. Sümeyye’dir. Sevmeyi, güvenmeyi bilendir, Hatice’dir.
Türkiye Cumhuriyeti kurulurken de Türk kadını, üzerine düşen vazifeyi titizlik ve azimle yerine getirmiş, Gazi Mustafa kemal Atatürk, Türk kadınına gereken değeri vermiş ve birçok ülkeden önce seçme ve seçilme hakkına kavuşmuştur.
Kadının değerini 24 saat içerisine sığdıranlar, gerek görsel yayımda, gerekse yazılı basında birçok şeyleri söyleyenler, yazanlar, çizenler; “Bizim töremizde, dinimizde; kadınımız, hanımlarımız daha da ötesinde bütün bayanlarımız sadece 8 Mart günü içinde değil her gün için değerlidir.”
Amacımız; Türk Kadınını milli ve manevi değerlerinden uzaklaştırarak birliğimizi yok etmeye çalışanlara burada olduğumuzu hatırlatmak ve Türk gençliğinden ümidini kesmek üzere olan büyüklerimize umut vermektir.
Bizler bilinçli Türk Kadınları, hanımları daha da ötesinde hatunları olarak; kadınların sadece cinsel obje olmadığını ve kapitalist düzen sahiplerinin kadını işlerine geldikleri zaman hatırlayıp, çıkarları doğrultusunda kullanıp daha sonra da kadınlık onurunu yok saymalarına açık bir şekilde, şiddetle karşı olduğumuzu belirtmek istiyoruz.
Saygı görmeyi, temsil edilmeyi, omuzlarda taşınmayı kuşkusuz dünyadaki her kadından daha çok hak eden tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.
