Kontrolü Kaybettik, Zehirleniyoruz

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kontrolü Kaybettik, Zehirleniyoruz

Uzun bir tatilin ardından keyifler yerinde olsa gerek…

Bayram boyunca bir gazeteci olarak verebildiğim birkaç güzel haber dışında bol bol cinayet, kaza, şiddet içerikli haberler oldu. Kendi kendime sordum “Biz nasıl bir zehir içiyoruz”

İnsani ve İlahi olanın önemsenmediği, kendimizden başka hiçbir şeyi düşünmediğimiz, bencil bir yaklaşım biçimiyle yaşamaya başladık. Bir yerde insana yapılan şiddet, diğer yanda hayvana yapılan eziyet.

Bayramlar insanların birbirine sarıldığı, barıştığı, kucaklaştığı günlerdir. Ancak son dönemlerde artan şiddet olayları bu güzel günleri de kirletmeye yetiyor.

Bir bilgeye sormuşlar “zehir” nedir?  Bilge şöyle cevap vermiş: Her şeyin fazlası zehirdir. Fazla öfke, fazla sevinç, fazla uyku, fazla zenginlik, fazla yemek, fazla hırs, fazla sevgi, neşe, korku, …. Velhasıl her şeyin ihtiyaçtan fazlası zehirdir ve insanı öldürür” demiş.

Evet biz kontrolü kaybettik ve zehirleniyoruz.

Arkadaş arkadaşını sudan sebep kavgayla vurup öldürüyor. Kocalar çocuklarının annesini, bir zamanlar sevdiği kadını katlediyor. Babalar kızlarını boğuyor. Psikolojik sorun yaşayan evlatlar annelerine kıyıyor. Cinnet geçiren damat ailesini katlediyor. Ekonomik sıkıntı yaşayan bir kurşunla canına kıyıyor. Komşu komşunun külüne muhtaç iken şimdilerde komşu komşuya kurşun yağdırıyor. Gencecik çocuklar çaresizlikten her tür maddeyi kullanıyor. Çocuklarını uyuşturucuya kurban veren anneler çırpınıyor ama çare bulamıyor. Boşanmalar artıyor ve arada olan çocuklara oluyor. Anne baba hiç düşünmeden birbirlerine olan öfkesini çocukların gözü önünde kusuyorlar. Bazen şiddetle, bazen ölümle sonuçlanan bitmek bilmeyen bu kavga, geride psikolojisi bozuk evlatlar bırakıyor. Arada kalan bu günahsız çocukların ne yaşadığı kimsenin umurunda bile değil! Geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimize bu acıları yaşatmaya hiçbirimizin hakkı yok.

Erkeğin kadına, kadının erkeğe güveninin saygısının bitti bu dönemde en fazla zarar gören  kurum“AİLE” kavramı… Gençler artık evlenmekten, çocuk yapmaktan korkuyor. Biz nasıl bu hale geldik bilmiyorum.  Tek bildiğim insani olanı ve ilahi olanı terk ettiğimiz. Halbuki ilahi olan iyiliği, güzelliği, ahlakı, sevgi ve hoşgörüyü emreder.

Cahil insanın, bilge insana hâkim olduğu dönemde felaket ve adaletsizlik kaçınılmaz olur.

Evet kötülük bir güçtür. Ancak kötülüğü yapmak kolaydır. İnsani olan iyiliktir.

Hayvanlara yapılan işkenceyi zaten hepimiz görüyoruz, duyuyoruz. Ayakları, kafası kırılıyor. Kimi zaman kulakları, kuyrukları kesiliyor.  Ölsünler diye zehirleniyor. Yazık değil mi bu hayvanlara! Hayvanları sevmeyen insanların insanları sevmesi beklenemez.

“O bir insan değil, O bir hayvandı”

Piknik yapmak için ormana giden bir aile çocuğunu ormanda kaybeder. Çocuk ağlayarak ormanın içinde ilerlemeye başlar. Bir kayanın dibine oturan çocuk yanına yaklaşan koca cüsseli, korkunç sesli ayıyı görünce “imdat” kurtarın beni diyerek bağırmaya başlar.

Ayı şaşkın şaşkın çocuğa bakar ve korkarak oradan uzaklaşır. Bir süre sonra çocuğu gören bir avcı çocuğun yanına gelir ve onu ailesine götüreceğini söyleyerek kandırır. Bunu gören ayı kötü avcının çocuğa zarar vereceğini düşünür ve çocuğu avcının elinden kurtarır. Çocuk döner ve ayıya bakarak “O beni aileme götürecekti sen onu öldürdün” der.

Ayı: “O seni ailene götürmeyecekti. O kötü niyetli cani bir avcı. Ben seni ailene götüreceğim sakın korkma” der ve Ayı çocuğu sırtına bindirir. Ailesinin olduğu yere götürür. Ailesini gören çocuk koşmaya başlar. Ayıyı gören çocuğun babası, saldıracağını düşünür ve ayıyı vurarak öldürür. Çocuk çok üzülür. Ayının yanına giderek ona sarılır. Bunu gören ailesi çok şaşırır. Çocuk ailesine dönerek, “O beni size getirdi ve sen onu öldürdün. O bir insan değil, O bir hayvandı” der.

Yazımın sonuna gelirken “Artık çevremizi kirletmeyelim” diyerek dikkat çekmek istediğim bir husus daha var.

Geçtiğimiz günlerde evimin yakınındaki parkta yürüyüş yapmak istedim. İki üç tur attıktan sonra artık kokuya dayanamadım yürümekten vazgeçtim. Evime geri döndüm. Ancak çok sinirliydim. İnsanların çevreye bıraktığı çöpler, dökülen yiyecekler ve aklımın beynimin almadığı pislik…. Gerçekten bunu yapan insan mı?

Böyle bir yazı yazmak istemezdim ancak bazen kendimizi sorgulamalıyız. Herkes aynaya bakarak kendine: “Ben bugün kime ne iyilik yaptım, kime hangi kötülüğü yaptım. Hayırlı olan ne yaptım” diye sormalı.

Her zaman önce varlığımıza, sonra sağlığımıza şükretmeliyiz. Kendimizi sevmeli başkalarına saygı duymalıyız.

Güzel haberler olmuyor değil tabii. Güzel şeylerin yanında yaşadığımız birçok kötü olaya dikkat çekmek ve her şeyin daha iyiye, daha güzele gitmesi için kaleme aldığım bu yazı umutsuzluk değil umuda giden yola ışık tutmak içindir.

Çocuklarımıza, torunlarımıza yaşanabilir bir dünya bırakmak için insani ayarlarımıza geri dönmek zorundayız. Kötülüğe RESET atmak, İYİLİĞE kapı açmak çok zor olmasa gerek!

Gerçekten kontrolü kaybettik zehirleniyoruz…Buna hep birlikte dur diyelim!

Şiddetten beslenmek yerine, sevgiyle beslenelim. Nefsimiz terbiye etmenin en güzel yolu, ruhumuzu sevgi ve hoşgörüyle doyurmaktır.

Salgın  henüz  dünyayı terk etmiş değil. Lütfen aşımızı yaptıralım ve kurallara uyalım.

Hoşça kalın!

0
mutlu
Mutlu
0
kahkaha
Kahkaha
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
susuyorum
Susuyorum
0
_zg_n
Üzgün
0
a_l_yorum
Ağlıyorum
0
sinirli
Sinirli
0
alk_
Alkış
0
be_enmedim
Beğenmedim
Kontrolü Kaybettik, Zehirleniyoruz

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

Yorumlar kapalı.

Mahmood Coffee
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Gaziantep Haber, Gaziantep Son Dakika, Gaziantep Sağlık Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin