SANSÜRÜN BABASI

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

SANSÜRÜN BABASI10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününde; Sivil Toplum Kuruluşları, Kamu Kurum ve Kuruluşları ile Yerel Yönetimler bir yığın kutlama mesajları yayınlayarak gazetecilerin çalışma şartlarının iyileştirilmesinden tutun da çalışma şartlarının zorluğuna kadar birçok konuyu ele alıyorlar.

10 Ocak Gazeteciler için gerçekten çok anlamlı bir gün ancak bu mesajları okuduğumda ise bir o kadar da komik bir gün. Gazetecilerin sorunları artık koca bir kar topu yumağı haline gelmiş ve neredeyse çığ olarak Gaziantep’in üzerine düşmek üzere. Bir çok gazeteci artık 10 TL’ye 20 TL’ye muhtaç duruma getirilmiş, çoğunun başına sokacak bir yuvası bile yok. Sizin anlayacağınız gazeteciler üç kuruşa muhtaç duruma düşürülmüş. Bu kadar sorun varken hangi bayram!

Medya’nın varlık nedeni temel toplumsal işlevleri yerine getirmek olması ile birlikte topluma doğru ve tarafsız haber aktarmaktır. Haber yapmak ve bu haberleri topluma iletmek zannedildiği gibi basit ve kolay bir iş değildir. Bazen hayatları tehlike altına girmekte, oda yetmiyormuş gibi siyasal baskı ile sindirilme ve tüketilme noktasına getirilmektedir. Siyasi baskı altında, siyasi otorite üzerinden yapılan ödemeler ile ayakta durabilen Basın artık ayakta durabilmek için ince hesaplar yapma gayreti içerisine düştü.

Bakın ulusal basına! Bu ülkenin dördüncü gücü niteliğini taşıyan basın her fırsatta bu ülkenin doğusunu batısından ayırmıyor mu? Bu ülkenin doğusu da, batısı da bir değil midir? Basın bu ülkede taraftır, tarafsızım diyen bir basın bertaraf olmuş bir basındır. Son dönemde gelinen noktada devlet dairelerine nasıl siyaset bulaştı ise basına da bir o kadar siyaset bulaşmıştır.

Teknolojinin ilerlemesi ve 1990’lı yıllarla birlikte internet haberciliğinin başlaması gazetecilerin kendini de aynı oranda yenilemesi gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Klasik Gazeteciliğin yerini bilinçli ve daha donanımlı gazeteci ve muhabirlerin doldurması gereken bir süreç başlamıştır. Gazetecilerin eğitimi adına marka şehir diye sürekli göklere çıkardığımız Gaziantep’te bu güne kadar ne yapıldı? Kaç gazeteciye hangi kuruluş, hangi eğitimleri verdi? Hangi kuruluş gazetecilerin kendilerini hem teknoloji hem de yabancı dilde donanımlı hale gelmesi için eğitim seminerleri düzenledi?

50-100 milyona boyun eğmek zorunda kalan zavallı meslektaşlarım ve ben! Bu şehrin her platformunda söz konusu edilen ve masaya yatırılan gazetecilere hangi kurum ve kuruluş sahip çıkmak için adım atıyor! Reklam ve aboneliğim kesilir korkusu ile iki satır yazı yazamayan, adı sansürsüz ancak SANSÜRÜN BABASINI gören gazeteciler. Marka Şehrin saygı değer iş adamları; üç kuruş verdiniz diye gazetecileri satın aldığınızı sanmayın. Şunu unutmayın ki Ulusala giden yol, yerelden geçer. Gaziantep’in marka olmuş firmalarının kaçı gazetecilere sahip çıkıyor?  Ulusal basına trilyonlar aktaran siz değerli iş adamları geldiğiniz o noktaya yerel basının sayesinde geldiğinizi unutmayın. Geçmişte size destek olmuş, sizi markalaştırmış ve size emek vermiş basın için yıllık bir miktar bütçe ayırmak neden bu kadar zorunuza gidiyor. Herkesin bahanesi hazır; “efendim bir sürü gazete var hangisine para verelim”. Beyler; yerel gazeteler için ayıracağınız yıllık 25-30 bin TL’lik bir bütçe sizin bir yılda lüks restoranlarda yediğiniz yemek parası bile değil. Tabiî ki basın sizin kazancınızın ortağı değil, ancak her fırsatta basında boy boy resimleriniz ve haberleriniz yer alırken, açılışlara davet edip mutlaka bekliyoruz derken bu gazetecilerin de bir emek verdiğinin unutulmaması gerektiğini düşünüyorum.

Abonelik adı altında yerel basına verdiğiniz üç kuruşla satın aldık zannettiğiniz yerel basını hiç küçümsemeyin. Gazeteci geldi denildiği anda gönderin gitsin muamelesini hiç kimse hak etmiyor. Gelinen bu noktada elbette biz basın mensuplarının da katkısı olduğunu biliyoruz. Fakat bu nokta da hükümetin yeni bir yasa ile gazete açma konusunda bir düzenleme yapması gerektiğinin de altını çiziyoruz. Birçok yerel basın mensubunun yarı aç yarı tok olduğunu bile bile kutlama mesajları yayınlayarak pohpohlama çabası neden? Herkes gazetecilik yapmasın, bu işi eğitimini alanlar yapsın deniliyor. Bizlerde bu işin uzmanı, eğitimini almış üniversite mezunu personel çalıştırmak isteriz ancak bu şartlarda mümkün olmadığını herkes biliyor. Evet, 10 Ocak çalışan gazeteciler günü yine sorunların ele alınmadığı, gülücüklerin saçıldığı ancak sorunların tavan yaptığı bir noktada bir kez daha kutlandı. Gazetecilik adı verilen bu meslek çok kısa bir zaman içerisinde yok olma yolunda hızlı bir şekilde ilerlemeye devam etmektedir. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü yemek ve kahvaltı ile geçiştiren kurumlar sözüm size pohpohlanmak yerine önemsenmek ve sorunlarımıza çözüm istiyoruz. En önemlisi de her daim peşinizde koşan gazetecilerin emeklerini hiçe saymayın ve küçümsemeyin. Basın mensupları da kendine çeki düzen verip bir ana evvel kendine gelmeli sebep ne olursa olsun bir birinin üzerinden rant elde etmemelidir. Birlikten doğacak kuvvet kimilerinin size vereceği birkaç kuruştan çok daha önemli ve gereklidir.

“10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER” günü umarım bir gün anlam ve önemini kazanır. Sansürün babasını yiyen basına, SANSÜRSÜZ yarınlar diliyorum…

0
mutlu
Mutlu
0
kahkaha
Kahkaha
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
susuyorum
Susuyorum
0
_zg_n
Üzgün
0
a_l_yorum
Ağlıyorum
0
sinirli
Sinirli
0
alk_
Alkış
0
be_enmedim
Beğenmedim
SANSÜRÜN BABASI

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Mahmood Coffee
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Gaziantep Haber, Gaziantep Son Dakika, Gaziantep Sağlık Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin