MHP Gaziantep Milletvekili Adayı Mezine Sırakaya Bahar Türk ekranlarında Arzu Parlak ile “Kadınca Siyaset Programında” gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Katıldığı televizyon programında “Altın leğenin kan kusana ne faydası var” diyerek Türk Milletinin geçim sıkıntısı yüzünden kan kustuğunu söyledi.
Toplumsal uzlaşmanın şart olduğunun altını çizen Sırakaya, MHP ekonomi politikaları ile gümbür, gümbür geliyor ve halkımız bize görev verirse ülkenin kaynakları bu millet için kullanılacaktır” dedi.
Sırakaya Suriyelilerin de misafir olmaktan çıktığını belirterek, Gazianteplilerin hakkının gasp edildiğini, Suriyelilerin artık işsizlik çekmediğini, üstüne dükkan ve iş yeri açarak Gazianteplilere iş verir hale geldiğini sözlerine ekledi.
“SURİYELİLER MİSAFİR OLMAKTAN ÇIKMIŞTIR”
Gaziantep’te son 2 yıldır bir Suriye gerçeği var. Hükümetimiz her ne kadar bunlara Suriyeli misafirler dese de ben bu kadar uzun süreli misafirlik hiç görmedim. Bu konu Gaziantepli vatandaşlarımızı mağdur edecek seviyeye gelmiştir. Gaziantepli mağdur olmuş, hakkı gasp edilmiştir. Gaziantepli iş bulamazken, sokakta gezerken, Suriyelilerin artık bir işi olmuş, esnaflık yapmaya başlamış, hatta yanında Gazianteplileri çalıştırmaya başlamıştır. Hükümetimiz Gazianteplileri korumak yerine Suriyeli misafirleri koruyarak yasa çıkarmaya devam etmektedir. Suriyeli işçiler için SSK pirim indirimi uygulamasını başlatmak demek Gazianteplilerin büyük bir kısmının daha işsizler ordusuna katılması demektir.
“GAZİANTEPLİ DİKEN ÜSTÜNDE GEZİYOR”
Gaziantep, Kilis ve Hatay hattında Suriye’de yaşanan iç savaş nedeniyle ciddi bir güvenlik sıkıntısı oluşmuştur. Bir tarafta IŞID, bir tarafta PYD olmak üzere bir çok örgüt buralarda yapılanmış, ülkemizi ciddi anlamda tehdit etmektedir. Geçtiğimiz günlerde Emniyet Müdürümüz bir açıklamada bulundu; Gaziantep’te ciddi bir mühimmat yığınağı bulunduğunu söyledi. Özellikle son dönemlerde özellikle Gaziantep için çok ciddi eylemler olacağı yönünde istihbarat birimlerinin uyarısını basından takip ediyoruz. Sınırda yaşanan bu güvenlik zafiyeti hükümetin beceriksiz dış politikasının bir göstergesidir.
“EĞİTİMLİ KADINLARIMIZ TÜRKİYENİN GELECEĞİNİ İNŞA EDECEKTİR”
MHP olarak kadın ve aileye yönelik olarak bir çok projemiz var. Ailenin ve milli değerlerin korunması ve yaşatılması açısından kadının önemli olduğunu biliyoruz. TÜİK verilerine göre Gaziantep’te 200 bin kadınımızın okuma yazma bilmediğini biliyoruz. Eğitimli bir anne demek iyi yetişmiş çocuklar ve iyi yetişmiş gelecek nesillerdir diyoruz. Türkiye’de hala kız çocuklarının eğitim sorununu tartışıyoruz. Biz kadınlarımız için öncelikle eğitim diyoruz. Koruma yasası çıkartılmasına rağmen bir çok kadınımızın öldürüldüğünü, şiddete maruz kaldığını görüyoruz. Türk toplumu halen toplumsal baskılarla yaşayan bir ülkedir. Türkiye erkek egemen bir toplum yapısına sahiptir. Türkiye’de hiçbir kadın gidip karakola eşini şikayet edip uzaklaştırma talebinde bulunamaz. Şiddet uygulayan bu erkekleri yetiştiren, büyüten anneler, kadınlar olarak bilinçli nesiller yetiştirmemiz gerekiyor. Eğitimin bu süreçte en önemli nokta olduğunu düşünüyorum. Biz MHP olarak bütün kadınlarımızın eğitim, iş hayatı ve toplumda hak ettiği yerde olmasını sağlayacağız.
“SOSYAL YARDIMLAR KİMSEYİ RENCİDE ETMEDEN YAPILACAK”
Bugün 18 milyon insanımız sosyal yardım fonundan yardım almaktadır. AK Parti hükümeti yoksul bir toplum yaratmıştır. Hiçbir güç ve hükümet kendi cebinden bu millete zekat vermiyor. Bu sosyal devlet olmanın bir ilkesidir ve Ak Partinin sunduğu bir nimet değildir. Biz dili, dini, ırkı, siyasi görüşü ne olursa olsun yardıma muhtaç olan insanlarımıza onları rencide etmeden Hilal Kart projemizle bu yardımları ulaştıracağız. Yardıma muhtaç vatandaşlarımız rencide olmadan, onuruyla Hilal Kartını alıp alışverişini yapacak. Sosyal devlet olmanın gereği bu yardımlar yapılacaktır ancak yapılması gereken en önemli şey vatandaşlarımızın yaşam kalitesini arttırma çalışmalarımız olacaktır. Ortada bir altın leğen var ama vatandaşımız kan kusuyor. Asgari ücret can çekişiyor, emekli maaşlarına ve memur maaşlarına yapılan zaman komik seviyelerde. Açlık sınırının altında ücret alan milyonlarca insanımız var. MHP ekonomi politikaları ile gümbür, gümbür geliyor ve halkımız bize görev verirse ülkenin kaynakları bu millet için kullanılacaktır. Bize sürekli olarak ekonomi politikamız soruluyor; vatandaşlarımız cebindeki parayı çıkarsın üzerindeki imzaya baksın. Bizim milletvekili adayımız olan eski merkez bankası başkanımız Durmuş Yılmaz ekonomi politikasına verdiğimiz önemin en büyük göstergesidir.
“ÇİFTÇİLİK VE HAYVANCILIK CAN ÇEKİŞİYOR”
Milliyetçi Hareket Partisi milletin partisidir, güçlü bir partidir. Toplumsal dayanışma ve uzlaşma kültürünün geliştirilmesi Türkiye’de öncelikli olması gerekirken, Ak Parti hükümeti döneminde Türkiye’de bir ayrışma meydana gelmiştir. Köylerimizde artık üretim kalmamıştır. Çiftçilik ve hayvancılık can çekişiyor. AK Parti hükümeti tarafından çıkarılan tohum yasası Çiftçiyi can damarından vurmuştur. Bu yasayla devlet destekli GDO’lu tohumlar memleketimize sokulmuş, topraklarımız zehirlenmiştir. Memleketimizin her köşesinde bu tohumlar yüzünden hastalık saçan ürünler yetişmeye başlamıştır. Biz MHP olarak yerli üretim diyoruz. Çiftçimiz hasadını kaldırıyor, üzerine bırakın para kazanmayı almış olduğu krediyi dahi ödeyemiyor. MHP iktidarıyla çiftçimizin tarladan ürününü kaldırdığında yüzü gülecektir.
“BÜTÜN KURUMLAR SİYASALLAŞMIŞTIR”
Türkiye Cumhuriyeti Devletinde vatandaşlarımızın en çok güven duyduğu kurum hukuk kurumları olması gerekirken, sonlarda çıkıyor. Adaleti ve güvenliğinizi teslim ettiğiniz kurumlara siyaset bulaşmış durumda. Bendensin, benden değilsin diyerek hak eden insanlarımız, siyasi görüşü hükümetle uyuşmayan insanlar her kurumda öteleniyor. Bütün kurumlarımız siyasete bulaşmış durumda. Ortaokullarda yapılan TEOG sınavlarında bile hükümet yapılan icraatlarını anlatıyor. Yardımlar yapılıyor, üzerinde hükümetin, belediyelerin reklamları yapılıyor. Bu nasıl bir zihniyettir anlamakta güçlük çekiyorum.
“SİYASET, EĞİTİMDEN ELİNİ ÇEKMELİDİR”
Eğitim aşamasında öğretmenlerimiz çok önemli. Çocuklarımız günün büyük bir kısmını öğretmenlerle geçiriyor. Eğitimcinin kalitesini önemsiyoruz ve kaliteli eğitmenlerin eğitim sorununu çözeceğini düşünüyorum. Sokaklarda çöp toplayan, okula gitmeyen bir çok çocuğumuz var. Tekrar söylüyorum siyaset elini her kurumdan, özelliklede eğitim kurumlarından çekmelidir. Bu kurumlar hak eden, liyakatli insanlara devredilmelidir.
