SÖNEN OCAKLAR VE TESLİMİYET

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Karanlık gecelerin korkulu rüyası bazen ansızın bizi esir alır. Yapayalnız kaldığımız soğuk günlerde midemizi ısıtacak bir çorba sadece karnımıza teselli olur. Beynimiz üşümeye ve yalnızlığa devam eder. Bugün biraz karamsarım kusura bakmayın. Etrafımı saran hüzün çemberinde dolanıp duruyorum. Nereye elimi atsam, nereye baksam acı ve gözyaşı var. Nasıl mutlu olayım ki!

Şehitlerimizin ardında bıraktığı minicik yürekler, gözü yaşlı analar, bağrı yanık eşler, yüreğine taş koymuşçasına acı çekip ağlayamayan babalar… Nasıl gülelim ki!

Aslında hep tebessüm eden biriyim. İçim kan ağlasa da ben genelde gülerim. Ama ne gülecek halimiz ne de yiyecek içecek halimiz kalmadı. Allah’a şükür aç değilim açıkta değilim. Karnım tok sırtım pek. Gel gelelim derdimiz büyük. Ateş düştüğü yeri yakar elbet, ama bizim de yüreğimiz fena yanıyor be! Hem de çok yanıyor. Neredeyse öfkeden gözlerimiz yerinden fırlayacak. Kızgın denizler kadar köpürüp engin sular gibi duruluyoruz işte!

Mardin’de güvenlik güçlerine teslim olan bir kadın terörist savcılık izniyle anne ve babasıyla görüştürüldü.

Belki devletin vermek istediği mesaj dağda ki gençleredir.

Ancak görünce içim sızladı. Çünkü daha dün Nurdağı’nda şehidimiz İbrahim Tıraş’ı son yolculuğuna uğurladık. Hamile eşi ve doğacak çocuğu babasını artık göremeyecek. Binbaşı Kıvanç Cesur evladına sarılamayacak. Binlerce şehidimiz çocuklarına elveda bile diyemeden kahbe bir kurşuna teslim olmadı mı?

Her ne olursa olsun bu buluşma askerlerimizin ve polislerimizin içinde çıkarılan af yasaları kadar derin bir yara açtı. Nusaybin de görev yapan yiğit kardeşlerimden biri attığı mesajda şöyle diyordu;

-Abla gördün mü terörsit bile bizden kıymetli. Ölüyoruz kimsenin umrunda değil. Ailemizi göremiyoruz, izine gidemiyoruz. Daha yeni komutanım şehit oldu, doğan bebesini göremeden öldü. Yeminle içim çok acıyor abla.

-Ne diyeceğimi bilemiyorum aslanım haklısın

– Çok şey mi istiyoruz abla. Her şeyin bir bedeli olmalı. Bütün suçlular ben pişmanım demiyor mu? Sanki bunlar sütten çıkmış ak kaşık, utanmasalar teslim oldu diye madalya takacaklar.

 

Mesaj sitem doluydu.

 

Bir yerde haklılar tabi. Bir astsubay arkadaş aradı bugün, tanıdık doktor için.  Bundan birkaç ay evvel doktora gitmesi gerekiyordu. İzin alamadı. Dün de fıtığı patlamış. Yani hastalık bile onlara haram.

 

Evet! Güneydoğu’da görev yapan, vatan uğruna canlarını hiçe sayan, evlatlarından, ailesinden vazgeçen yiğitlere haklı olarak bu buluşma çok ağır geldi.

……

BARDAĞIN DİĞER TARAFI

 

Günlüğü bulunan PKKlı kadın teröristin ailesine yazdığı mektupta  insanın içini acıtmıyor değil. İnsan olanın üzülmemesi mümkün değil. Ama  her hatanın, her yanlışın, bir bedeli olmalı. Hele hele bu vatana ihanet ise bedeli çok ağır olur.

 

Z.K’nın kaybolan günlüğünü komutanlar annesine ve babasına götürüyor ve komutan Z.K’nın yazdıklarını tek tek yavaş yavaş okuyor. Annenin gözyaşı sel oluyor. Belli ki babanın da içi başka yanıyor. Kolay değil evlat bu.

Bakın okunan mektubun ardından baba ne diyor;

“ Ben senin babanım kızım. Şuanda içim yanıyor. Senin anan hastadır. Doktora gidemiyor. İkna edemiyorum. Kızım gel devletine teslim ol. Türkiye Cumhuriyeti Devleti sana hiçbir şey yapmaz. Adalete teslim ol. Komutanım senden ricam eğer kızım ölür mölürse O’nu TC. Bayrağına sarın. O size emanettir”

Aradan günler geçiyor ve Z.K Nusaybin’de 25 terörst ile birlikte teslim oluyor. Bugün mektup yazdığı ailesini görüyor. Aslında bu O’na verilecek ödüllerin en büyüğü olsa gerek. Bilemiyorum bazen insan ölüm  kalım savaşı verir ya benimkisi öyle bir şey.

Teslim olan onlarca terörist gördüm. Birçoğu serbest kalınca yine dağa çıktı. Terör örgütlerine destek vermeye devam etti. Aralarında gerçekten pişman olanlar zaten örgütten kaçıp teslim oluyordu. Çatışma esnasında kaçacak delik yok, aha ben pişmanım, teslim oluyorum demekle de bu iş olmaz.

 

Durum bu!

Her iki ucunda acı ve gözyaşı var. Örgütün yaşına bakmaksızın harcadığı, yok ettiği binlerce genç iki taraflı cayır cayır yanıyor. Bu ateşi söndürmenin yolunu da herkes biliyor. Anneler babalar çocuklarına sahip çıksın. Herne olursa olsun vatanımıza ve bayrağımıza birlikte sahip çıkmalıyız. Bizi bu topraklardan başka toprak kabul etmez.

Çözüm süreci başlamadan önce şehit aileleri Ankara’ya çağrıldı. Beşir Atalay’ın başkanlığında bir toplantı yapıldı ve  ailelerin fikirleri alındı. Şehit ailelerinin birçoğu bu sürece inanmayıp karşı çıktı, bir kısmı “bağrımıza taş basarız yeter ki analar ağlamasın, bu acı bitsin artık” dedi. Geldiğimiz noktada çözüm bitti, analar ağlamaya devam etti. Devlette bir yere kadar. Hainliğin bu kadarı da olmaz. 1 Kasım’dan sonra ağlamadığımız gün kalmadı. Vatan evlatları kalleşçe haince şehit edildi. Onların günahı ne idi? Balık baştan kokar. Yılanın önce başını ezeceksin ki işler yoluna girsin.

Gerçek acıyı yaşan Onlar-dır.

Onlar ocağı sönen, vatan uğruna acı ve gözyaşına teslim olan ailelerdir.

“SANA İHANET EDENİ AFFET AMA VATANA İHANET EDENİ AFFETME”

Hz.ALİ

VATANA İHANETİN DE AĞIR BİR BEDELİ VARDIR. İHANETİN MÜKAFATI OLMAZ, OLSA OLSA CEZASI OLUR…

 

 

 

0
mutlu
Mutlu
0
kahkaha
Kahkaha
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
susuyorum
Susuyorum
0
_zg_n
Üzgün
0
a_l_yorum
Ağlıyorum
0
sinirli
Sinirli
0
alk_
Alkış
0
be_enmedim
Beğenmedim
SÖNEN OCAKLAR VE TESLİMİYET

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Mahmood Coffee
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Gaziantep Haber, Gaziantep Son Dakika, Gaziantep Sağlık Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin