Varsın eksik olsun bir yanım,
Ellerim tutmaz, gözlerim görmez olsun
Ne fark eder ayaklarım yürümez
Kulaklarım seni duymaz olsun.
Görmese de gözlerim, hissetti kalbim derinden
Koşmasa da ayaklarım, pırpı etti yüreğim.
Dünya duymasa da sesimi,
Şarkı söyledi, haykırarak tutuk dilim.
Bir çocuktum dört duvar arasında kaldım,
Üstüme üstüme geldi vicdansızın duymazlığı…
Minik kalbim acılarla boğuşurken,
Minik ellerim Allah’a hep avuç açtı.
Özrün kabahatinden büyük sus konuşma!
Ben insanım sen beni dinle…
Yaşamak ve nefes almak hakkımsa eğer,
Sus konuşma yüreğinin sesini dinle!
Benim bir çift pabuççum olmadı hiç,
İstemedim annemden kırmızı ayakkabılar.
Ben Çok sevdim dünyalar güzeli annemi,
Şefkatle onu kucaklamak istedim!
Ama ona sarılacak kollarım olmadı.
Özrün kabahatinden büyük sus konuşma,
Ben acı çekerken sen duymadın sesimi.
Minik yüreğimin çırpınışını çaresiz!
Sen rahat yaşarken, hayat benim hep içimi acıttı.
Konuşamayan dilim oldun,
Görmeyen gözüm oldun,
Koşamayan ayaklarım oldun,
Canım canım annem sende benim gibi;
Yarı sakat, yarı engelli oldun.
Özrün kabahatinden büyük sus konuşma!
Duymadınız onun yardım çığlıklarını.
Engelli çocuğu olmanın zorlukları nasıldır bilir misin sen?
İşte annem sonunda bana benzetti kendini.
SUÇLUSUN SUS KONUŞMA SEN!
VARSIN ELLERİM OLMASIN,
VARSIN GÖZLERİM DE GÖRMESİN,
KOŞMASIN AYAKLARIM,
ŞARKI SÖYLEMESİN DİLİM,
AMA ÇOK SEVDİĞİM ANNEME…
NE OLUR BİRŞEY OLMASIN!
MEZİNE SIRAKAYA