13 Nisan 1909 gecesi Taksim Kışlası’nda ki Avcı Taburuna bağlı askerlerin subaylarına karşı ayaklanması 27 Nisan 1909’da II. Abdülhamit’in tahttan indirilmesi ile son buldu. Tarihin sayfalarında birçok olaya sahne olan Taksim Kışlası 1940 yılında dönemin valisi Lütfi Kırdar tarafından yıkılarak yerine Cumhuriyet döneminde yapılan ilk park olarak Taksim Gezi Parkı inşa edildi. Bu tarihin sayfalarında ki bilgileri sizinle paylaşmak istedim.
Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Devleti demokrasi ile yönetilmektedir. Hükümetler seçimle gelir seçimle gider bundan dolayıdır ki seçilmişler milletin hür iradesidir. Ancak seçim süresince uygulanan haksız rekabet ve seçim sürecinde işlenen dalavereler göz önünde bulundurulmalıdır. Halk hür iradesini kullanmalı ve eşitlik ilkesi çerçevesinde seçim yapılmalıdır. Makarna, bulgurla, kömürle ve en önemlisi de devletin bütün imkânlarını kullanarak seçilmişseniz biraz düşünmeniz gerekmektedir.
Gezi Parkında AVM yapılacak söylentileri ve ağaçların kesilmesi halkı sokağa döktü. Şimdi diyeceksiniz ki bu memlekette onca ağaç kesildi bu yeşil severlerin akılları neredeymiş. Evet, doğrudur bu memlekette çeşitli iktidarlar döneminde de ağaçlar kesildi doğa tahrip edildi. Halk zaman zaman tepki gösterdi ancak bu kadar yüksek katılımlı bir halk ayaklanması olmadı. Sarısı, kırmızısı, siyahı, beyazı sokaklara döküldü. PEKİ, HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ NEDEN BU İSYAN?
İstanbul 6. İdare Mahkemesi, Topçu Kışlası Projesi’ne karşı açılan davada, yürütmeyi durdurma kararı vermesine rağmen devlet suç işlemiş midir? Bu konuda sizi kim yargılayacak?
Bu halk bir avuç çapulcu oldu, kimileri yobaz dedi, kimileri marjinal grup dedi, her şey söylendi. Anlayacağınız mevcut hükümetin halkın bir kısmını zaman zaman aşağılaması ve ötekileştirmesi Otoriter Rejime başkaldırıya dönüştü. Vatandaş derdini anlatmaya kalksa ananı da al git denildi, gazeteci soru sormaya kalksa azarlandı. 29 Ekim kutlamalarında taksime gidecek insanları engellemek için otobüsler ceset torbası yok diyerek bağlandı ve çeşitli sebeplerle insanlar durduruldu. Peki o insanlar o zaman devlete baş kaldırdı mı? Hayır sadece taleplerini ve isteklerini duyurmaya çalıştı. Reyhanlı da patlama oldu basına sansür uygulandı. Gençliğe Hitabe ile bu Milletin sabrı zorlandı. Akil adamlarla bu ülkenin diğer kalanları akılsızlaştırıldı. TBMM yasalarını çıkaranlara iki ayyaş denildi. Kimdi bu ayyaşlar? Atatürk ve İsmet İnönü müydü? Suriyeli muhaliflere kendi vatandaşınıza göstermediğiniz hoşgörüyü gösterdiniz. Bu ülkede 100 bin insanı öldüren terör örgütünü bağrınıza bastınız. Elini kolunu sallayarak gidişini seyrettiniz. Bu halk buna da çözüm için eyvallah dedi. Size oy verenlere Müslüman vermeyenlere Gavur muamelesi yaptınız. Medyanın gücünü ele geçirdiniz. Bu ülkede kimse yazıp çizemez oldu. Bu ülkede TSK’nın onurunu zedelediniz. Bu ülkede muhalif ordunun Türk polisini öldürmesine göz yumdunuz. Türkiye Cumhuriyeti Devletini Müslüman kanı dökülmesinde aracı yaptınız. Hukuk ve adalete güveni olan halk şimdi adalete şüphe ile bakar oldu. Anlayacağınız epey bir yanlışa imza attınız. Ohhh be rahatladım. Bu fikirlerim yüzünden başıma çorap örmeyin diye yaptığınız iyi şeylerden bahsetmek istedim ama o kadar çok hizmet ettiniz ki buraya sığmaz. Sadece halkın diline tercüman olmaya çalıştım. Size bu soruları soranları yargıladığınız ve hor gördüğünüz için işte halk OTORİTER REJİME HAYIR demek için ağaçları araç olarak kullandı. Bardağın dolduğu an işte bu an… Polisle halkı karşı karşıya getirmek ve orantısız güç kullanmak işin en vahim kısmı!
Gelelim sokaklara haklı olsanız da olmasınız da bir başkasının haklarını gasp etmeye kimsenin hakkı yok. Yakıp yıkmaya, yalan yanlış haberlerle halkı galyana getirmeye ve Türkiye Ekonomisine zarar vermeye Camilerde içki içip bu insanların sabrını zorlamaya kimsenin hakkı yok. Biz o camilerde EZAN SESİ susmasın diye çok bedel ödedik gerekirse yine öderiz. BU MİLLETİN BAYRAĞINA, EZANINA, ATASINA, MİSAK-I MİLLİ SINIRLARINA KİMSE EL UZATMAYA KALKMASIN.
EN BÜYÜK ALKIŞ GAZİANTEP EMNİYETİNE!
Gaziantep’te de halk sokaklara döküldü içinde her renk vardı. Polisin müdahale etmemesi ve sağduyulu davranması ayakta alkışlanır. Eğer Demokrasi meydanında toplanan ve iki taraf arasında çıkan tartışmada yaralan kişilerin hemen ardından polis bir müdahale gerçekleştirseydi Gaziantep bugün başka noktada olurdu. Ardından yaşanalar ise tamamen göstericilerin çizmeyi aşmasıdır. Gaziantep büyüklüğünü bir kez daha Türkiye’ye ispatlamış oldu. Demek ki polis son noktaya kadar müdahale etmezse sokaklar karışmıyormuş. Maşallah diyelim de nazar değmesin.
Bu sivil halkın darbe girişimidir
Eğer yok saydığınız %50 halkın sesine kulaklarınızı tıkar ve akla karayı seçmezseniz gidilecek olan yol mubah değildir.
