Demirci, “Eczacılık çok ciddi sorunlarla karşı karşıyadır”

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Gaziantep Eczacılar Odası Başkanı İrfan Demirci, 14 Mayıs Eczacılık Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda Eczacıların çok ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğuna dikkat çekti.

Birinci basamak sağlık hizmet sunucusu olarak hizmet veren eczanelerin geleceğini tehlikeye sokan ekonomik ve akademik temelli çözüm bekleyen sorunları olduğuna dikkat çeken Demirci, İhtiyaçlar göz önüne alınmadan plansız programsız açılan Eczacılık Fakültelerinin  sektörde istihdam sorunu yaratığını belirtti.

Demirci, “İhtiyaçlar göz önüne alınmadan plansız programsız açılan eczacılık fakülteleri mesleğimiz için istihdam sorunu yaratmaktadır . Son bir yılda açılanlarla birlikte 51 eczacılık fakültesi sayısına ulaşılmıştır. Son sekiz yılda  fakülte kontenjanlarındaki öğrenci sayısı iki kat artırılmıştır. Hızla bu sayılar artırılırken eczacılık fakültelerinde eczacı öğretim görevlisi yerine başka  dallardan akademisyenlerin görevlendirilmesi bu sorundaki çarpıklığı daha da artırmaktadır” diyerek sözlerine şöyle devam etti:

“Kontenjan sayısı dört bine yaklaşırken oluşan istihdam sorunu için yeni alanlar açma planlaması yapılmamıştır . Yine bu artışın sonuçlarından biri olan yardımcı eczacılık konusunun koşullarının düzeltilmesi yönünde hiçbir adım atılmamış sorun kendi haline bırakılmıştır .Eczane hizmet biçimi içinde yardımcı eczacılık konusu önemli bir yere getirilebilir. Bunun yolu ise   yasal ve ekonomik açılardan desteklenmesidir.

Eczanelerin giderek ağırlaşan ekonomik sorunlarının başlıca temel nedenleri ilaç alım protokolündeki ekonomik parametreler ve ilaç fiyat kararnamesinin güncellenmemesidir. Enflasyon, ilaç fiyat artışı, giderlerin yükselişi göz önüne alındığında her geçen gün koşulları ağırlaşan eczanenin yükünün hafiflemesinin yolu, protokol ve kararnamenin günümüz koşullarına uygun biçime taşınması eczaneye bir kazanç olmaktan çok yaşam şansı tanıyacaktır.

İLAÇ DIŞI ÜRÜNLER

Dünyanın yaşadığı küresel salgın ilacın doğru ellerde olduğunu bir kez daha bizlere gösterdi. Dünyanın süper gücünün başkanının kendisini komik duruma düşürerek, dezenfektanların damar yoluyla verilmesini önermesi bu süreçte hafızalarımızda yer etti.

Ancak bu bizlere bir kez daha gösterdi ki, ilaç reklamdan uzak ve eczanede olmalı. Bu biçimiyle insanlık ve hastalar için sağlık kaynağı olabilir.

Yine insan sağlığı olarak kullanılan ilaç dışı ürün diye tanımlanan vitamin, destekleyici ürünler de aynı biçimde akademik yeterliliği olmayan kişi ve yapılardan, reklamdan uzak eczanede olmalıdır.

İLACI, AŞIYI, TIBBİ MALZEMEYİ KENDİMİZ ÜRETMELİYİZ.

Küresel salgın sürecinin öğrettikleri arasında tedavi kadar ilaç, aşı ve tıbbi malzemenin ne denli önemli olduğudur. İlaç tıpkı gıda ve silah gibi stratejik bir üründür onu üretmek ve geliştirmek, yeteri kadar sahip olmak zorundayız.

Bugün ilaçta parasal düzeyde yüzde altmışlara varan oranda dışa bağımlıyız, aşı ve tıbbi malzemede ise daha yüksek oranda ithalatımız var.

Türkiye‘nin bugün yapması gereken en temel konulardan birisi bu alanları ulusal politikalarla kendimiz üretir hale getirmektir.

Bunu yapabilmek için de ekonomik teşvik kadar, özerk ve özgür anlayışlara sahip liyakat esaslı çalışabilen üniversitelere ihtiyacımız vardır.

İLAÇ SAĞLIK EKONOMİDEN ETKİLENİR.

Pandeminin dünyaya öğrettiklerinin başında gelen artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak söyleminin içinde yer alan başlıklardan biri de sağlığa daha çok pay ayırmaktır.

Daha çok hasta yatağına, solunum cihazına, yoğun bakıma, laboratuvara, tanı test olanaklarına sahip olacaksınız. Buradaki sayılarınız ne denli iyiyse sağlık krizlerinden çıkışınız o kadar hızlı olur.

Yine sağlığın piyasanın, özel şirketlerin eline bırakılmaması sosyal devlet ilkesi içinde kalması anlayışının ne kadar haklı bir söylem olduğu görüldü.

Tüm bunların yanında salgınla birlikte ağırlaşan ülkemizin yaşadığı ekonomik krizle artan döviz kurları önümüzdeki günler için ilaç teminine ilişkin dikkatle izlenmesi gereken bir süreçtir.

Unutulmamalıdır ki ilaç, kolayca bulunabilir ve erişilebilir olmalıdır.

BİZLER YALNIZCA ECZANEDEN HİZMET VERMİYORUZ.

Ülkemizin 26700 noktasında hizmet veren eczacılar dışında 8000 civarı meslektaşımız hastanelerde, kamu kurumlarında, ilaç üretim noktalarında mesleklerini icra ederek sağlığı hizmetinin yürütülmesine katkıda bulunuyorlar.

Bu meslektaşlarımız en az eczaneler kadar ilaç hizmetinin gerçekleşmesinde önemli görevler üstleniyorlar. Eczanelerden farklı olarak mesleki durumlarını gerektirdiği tanımlamalara, özlük haklarına eşit ücret uygulamalarına ihtiyaçları vardır. Zaman zaman yapılan sağlık personeli iyileştirmelerinden ne yazık ki yararlanamamışlardır. Buradaki ayrımcı politikaların giderilmesi en az eczane ekonomilerindeki düzeltme talebimiz kadar önemlidir.

Geçtiğimiz yaz çıkan Torba Yasa ile tabip ve diş hekimlerinin yararlanabildiği ek göstergelerden kamuda çalışan eczacılarımızın da yararlanması, kamuda daha fazla eczacı istihdamı sağlanması, hastanelerde çalışan eczacılarımızın çalışma ortamlarının düzeltilmesi, sözleşmeli olarak kamuda çalışan meslektaşlarımızın bir an önce kadroya alınması taleplerimiz dikkate alınmalıdır.

AKADEMİK MESLEK ODALARI DEMOKRASİNİN EN TEMEL KURUMLARINDANDIR.

Meslek örgütleri, demokratik yaşamın içinde, anayasamız tarafından güvence altına alınmış, kamu kurumu niteliğindeki yapılardır. Mesleki ve toplumsal boyutta sorumlulukları bulunan meslek örgütleri, aynı zamanda demokratik birer sivil toplum kuruluşudur.

Bu kurumların kendi alanlarına ya da topluma, ülkeye ilişkin yaptıkları değerlendirmeler, eleştiri, sorgulama ve öneriler önemlidir. Bu söylem ve uygulamalar demokrasiyi zenginleştirir.

Zaman zaman gündeme gelen akademik meslek odalarının seçim biçimlerine,  görev alanlarına ilişkin düzenleme yapılacağı açıklamaları demokratik teamüllerle örtüşmemektedir.

Akademik meslek odalarının işleyişlerine ilişkin varsa bir yasal düzenleme gerekliliği, buraların görüşü alınarak birlikte yapılır. Özellikle düşünce beyanı, eleştiri görevi gereği sorgulamalardan sonra ortaya atılan yapıların değiştirilmesine yönelik yasa değişikliği teklifleri demokratik olgunlukla uyuşmamaktadır.

Demokrasinin sağlıklı işlemesi gelişmişliği getirir.

Demokrasinin sağlıklı biçimde işlerliği, hukukun üstünlüğü, adalet sisteminin özerkliği ne yazık ki ülkemizin temel sorunları arasında yer almaktadır. Çağdaş gelişmiş bir ülke olmanın en önemli yanları bu başlıklara sahip olmanızdan geçer. Türkiye bu sancılardan kurtularak evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde sağlıklı işleyen bir demokrasiye kavuşmak zorundadır.

Yargıya güvenin eksiksiz olduğu, demokratik denetim mekanizmalarının işlediği bir ülke hepimizin özlemi ve hakkıdır.

Buraların sağlıklı çalışması beraberinde özgür ve özerk düşünceye sahip, liyakatin esas olduğu biçimde işleyen bir akademik hayat bizlere yalnızca bilimsel gelişmeyi değil refahı da getirecektir.

Yine bütün dünyada bilinen en temel kavramlardan birisi ekonomik gelişmişlik, yargıya güvenin esas olduğu sağlıklı işleyen demokrasilerde artar.

Sorunlarımıza çözüm bulunması dileğiyle, tüm meslektaşlarımızın 14 Mayıs Eczacılık Gününü kutlarım”

0
mutlu
Mutlu
0
kahkaha
Kahkaha
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
susuyorum
Susuyorum
0
_zg_n
Üzgün
0
a_l_yorum
Ağlıyorum
0
sinirli
Sinirli
0
alk_
Alkış
0
be_enmedim
Beğenmedim
Demirci, “Eczacılık çok ciddi sorunlarla karşı karşıyadır”

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Mahmood Coffee
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Gaziantep Haber, Gaziantep Son Dakika, Gaziantep Sağlık Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin