Güç ve Güç Dengesi değişiyor
21. Yüzyıla girerken güç dengesi boyut ve alan değiştiriyor.
Teknolojinin insanoğluna hükmetmeye başladığı bir dünyada biz tik-tok gibi sosyal mecrada ne kadar ahlaksızlık varsa sergilemeye devam ediyoruz. Yok böyle bir şey! Biz ne hale geldik böyle….
Tik- Tok denen yazılıma mı kızalım, yoksa şu bizim vatandaşımızın dijitalleşmede geldiği sosyo psikolojik durumuna mı? Bilemedim!
Ahlaksızlık… Ahlaksızlaştırma politikası…. Yok olmaya başlayan Ahlaklı insanlarımız…
TİK-TOK yasaklansın kavramı bana göre çok yanlış. Doğru olan insanımızın teknolojiye uyum sağlaması ve doğru kullanım. Yasaklar, hiçbir zaman doğru eyleme dönüşmemiştir. Tam tersine her zaman protestolu eylemlere dönüşmüştür. Sınırlandırma getirilebilir. Kısıtlama olabilir. Lütfen kendinize gelin! Çektiğiniz şu TİK-TOK çekimlerine bakıp, sonrada dönüp sevdiklerinizin yüzüne bakın! Tabi yüzünüz kaldıysa…
Neyse aslında konumuz bu değil. Gaziantep sokakları, Gaziantep FK, Yapay Zeka ve Havuzda bekleyen personel…
“ÇEVREMİZİ TEMİZ TUTMAZSAK, NEFES ALAMAZ HALE GELECEĞİZ”
Değerli dostlar Dünyanın kalbi Türkiye, Türkiye’nin ve Güneydoğu’nun kalbi Gaziantep’tir. Bu şehri temiz tutmalıyız. Sokaklarımız çok kirli. Her yer çöp ve atık. “Belediyeler ne iş yapıyor? Belediye temizlesin” dediğinizi duyar gibiyim. Bu anlayış Türk Milletinin algoritması olmaz. Biz böyle bir Millet değiliz. Kapımızın önünü, sokağımızı, mahallemizi temiz tutmalıyız. Belediyelerin görevlerinin yanında, vatandaş olarak bizim sorumluluklarımız var. Yere çöp atmamak bir alışkanlıktır. İçtiğiniz sigaranın izmaritini, yediğiniz çekirdeğin kabuğunu çöpe atmak çok zor olmamalı. Hele de kadınların bu eylemi yapması gerçekten çok üzücü. Bizler çocuklarımıza örnek olacağız. Çevremizi temiz tutmak, doğanın nefes almasını sağlamaktır. Sokakta yürürken aksırarak yere tükürmek o sokakta yürüyen insanlara saygısızlık değil midir? Lütfen! ben sizlerden “Temiz Mahalle, Temiz Şehir” anlayışıyla hareket etmenizi rica ediyorum. Çocuklarımıza bu alışkanlığı kazandırmak biz ebeveynlerin görevi…
“GALATASARAY ŞAMPİYONLUĞA SEVİNİRKEN, BİZ LİGDEN DÜŞMEDİĞİMİZE SEVİNDİK”
Galatasaray Şampiyonluğa sevinirken, biz ligden düşmediğimize sevindik. Enteresan değil mi? Gaziantep FK yanlış yönetim sonucu neredeyse ligden düşüyordu. Potadan çıkmak için ölüm kalım savaşı verdik resmen. Gaziantep FK’nın durumu ortada, borcu ortada. Borcu yok falan söylemleri de hikâye… Borç var. Ama elimizde alt yapıdan yetişmiş futbolcu yok. Keşke olsa da transfer edip borçları kapatabilsek.. Nereye kadar validen, belediye başkanından , iş adamından para isteyeceksiniz ki? Ben az söyleyeyim siz çok anlayın! Ne olursa olsun biz direkten döndük. Şu saatten sonra yeni sezonda daha emin adımlarla, daha akıllıca projelerle sürdürülebilir, farkındalık oluşturarak Gaziantep FK’yı üst sıralara taşımalıyız. Bana göre bu bir başarı değil direkten dönmedir. Kusura bakmayın! İstediğiniz kadar bana kızabilirsiniz arkadaşlar…Ama bunları konuşmalıyız. Yapılan hatalara alkış tutarsak yarın geri dönülmez bir yola gireriz. Gaziantepspor Lig’den düştüğünde 1. Ligde oynayan bir takımımız vardı. Şimdi elimizde oda yok. Dolayısıyla alt ligde bir takımımızın olması da ayrı bir zorunluluk. Bu şehrin GAZİANTEPSPOR gibi bir markasını kaybettik Gaziantep FK’yı da kaybedemeyiz. En kısa zamanda tüm bu sorunlar sorgulanmalıdır.
“HAVUZDAKİ KALİFİYE PERSONEL”
Tasarruf tedbirleri kapsamında belediyeler personellerin bir kısmını çıkardı, bir kısmını da havuza attı. Sevgili Fatma Şahin başkanım görevi Asım Güzelbey’den devralmıştınız. Asım Güzelbey zamanında Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Hüseyin Akpınar’dı. Siz göreve başlayınca Akpınar zabıta ekibine katıldı. Sonrasında bildiğim kadarıyla Reklam Müdürlüğüne getirildi. Duydum ki şimdi o birim kapatıldı. Kendisi havuza atılmış. Ben çok merak ediyorum bu kadar deneyimli ve donanımlı elinizde personel varken neden bir başka belediyeden ve bir başka ilden İletişim Danışmanı getiriyorsunuz? Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu ve yüksek lisanslı havuza atılan kalifiye bir insandan bahsediyoruz. Açıkçası, ben havuzda olan tanıdığım birçok isimin ziyan edildiğini düşünüyorum ve üzülüyorum. Gaziantep yerel medyasının da yakından tanıdığı ve çok iyi kriz yönetebilen bir ismin bu durumda olmasına üzüldüm. Birçoğu kapalı kapılar ardında sizi eleştirirken ben yazmayı tercih ettim. Çünkü biliyorum ki siz adil ve hakkaniyetli bir başkansınız. Gözden kaçmış, yanlış bilgilendirme yapılmış olabilir diye düşünüyorum ve havuza atılan deneyimli insanların kaybedilmemesini arzu ediyorum.
“YAPAY ZEKA VE YEREL YÖNETİMLER”
Güç dengesi 21. Yüzyılda yeni bir boyut ve alan değiştiriyor. Dünya Sosyal medya aracılığıyla kodumuzu çözerken, biz yaklaşan tehlikenin farkında değiliz. Gelişen ve dönüşen teknoloji Siyonizm’in elindeki en büyük silah ve tehlike. Yakın zamanda Yönetim şekli dijitalleşecek. Öngörülere göre; insanoğlu şuan teknolojiye hükmederken, gelecek dönemde teknoloji insanoğluna hükmedecek.
Yapay zeka ile yapay ve yalan bir dünyaya dönüştürdüğü gerçeğinden kaçamayız. Siyasilerin ve yerel yönetimlerin söylemleri artık değişmeli. Böyle giderse sistem siyasetçileri de yutacak.
Karamsar değilim ancak payımıza düşeni görmeliyiz!
Teknoloji; komşuluk, arkadaşlık, aile kavramlarını yok ettiği gibi gelecekte gençler üzerindeki en büyük tehlike ulusal devletçilik anlayışını da yok edecek. Yeni nesil ve gençlerin yerel yönetim ve siyasete bakış açısı eskisi gibi değil! NESİL değişiyor.
Yerel yönetimler Gaziantep’te teknolojinin gençler üzerinde ki etkisini öngörebilmeli ve dijitalleşmenin halk üzerindeki sosyo psikolojik etkilerini belirlemelidir. Diğer bir tehlike 10 kişiden 8’inin oynadığı kumar. Türkiye’de olduğu gibi Gaziantep’te gençler başta olmak üzere birçok insan telefonda kumar oynuyor. Çoğu insan şu an kumarbaz olma yolunda hızla ilerliyor. Ekonomik durumu sıkıntıya giren tembel erkekler, eşlerinin çekilmiş çirkin videolarını para kazanma uğruna sosyal medyaya atıyor. Genç kızlar açılıp saçılıp TİK-TOK gibi uygulamalarda kelebekler üzerinden para kazanmak uğruna geleceğini mahvediyor. Yine öte yandan telefonda oynan oyunlar alışkanlık yapıyor, çocuklarımız bağımlı hale geliyor ve dünya ile ilişkisini kesiyor. Anlayacağınız telefona hapsedilmiş hayatlarımız bizi ve değerlerimizi yok ediyor. Ahlakımızı yok ediyor.
Bakınız yapay zeka icat edilmeden önce “duymadan inanmam”, “görmeden inanamam” derdik. Şimdi Yapay zeka öyle bir yalan dünya oluşturdu ki ne duyduğumuz gerçek ne de gördüğümüz. Bu bir şehir ve bir ülke için çok büyük bir tehlike!
Geleceği öngörmeli ve teknolojinin bizi götürdüğü yalan dünya akımına kapılmamak için tarım, hayvancılık ve kırsal yatırımları arttırmalıyız. Üretim üretim üretim. Kent yaşamına uyum sağlayamayan vatandaşlarımıza destek programları oluşturulmalı.
“TASARRUF TEDBİRLERİ KAPSAMINDA MUHTARLIKLARDA GÖZDEN GEÇİRİLMELİ”
Resmi verilere göre Türkiye’de 32 bin 238 mahalle ve 18 bin 278 köy olma üzere toplam 50 bin 516 muhtar var. Mayıs 2024 itibariyle güncel Muhtar maaşı ortalama 17.600 TL civarındadır. Muhtarlıkların görevini, her mahallede parti il temsilcileri olduğu göz önünde bulundurulursa ve bu işe din görevlilerini de eklersek bu maliyet devletin kasasında kalacaktır. Hesap ortada…Muhtarlıklar aslında bir hizmetten öte güç olarak elde edilebilecek bir makam olarak görülüyor. Muhtarlık kavgası yüzünden silahlı saldırılar, ölümler diğer bir gerçek. Öyle ki yerel seçimlerde her köşe başında muhtar afişi vardı. Artık bu ne kadar önemli bir güçse siyasi partilere başkan aday adayından çok muhtar adayı vardı. Siyasilere ulaşmanın en kolay yolu. Çoğu muhtarın bu maaşa ihtiyacı yok. Ama işten çıkarılan bir çok işçinin bu maaşa ihtiyacı var. Kızmak darılmak yok sayın muhtarlarım. Sadece Tasarruf tedbirleri kapsamında bir öneri…Muhtar aylık maaş gideri 858 milyon 873 bin 032 TL, yıllık giderlerinin ise 10 milyar 306 milyon 476 bin 384 TL. ( SGK maliyeti hariç) Muhtarlıklar yeniden gözden geçirilmelidir.
“TASSARUF TADBİRLERİ KİME GÖRE NEYE GÖRE”
Geçtiğimiz günlerde Tasarruf tedbirleriyle ilgili Cumhurbaşkanlığı genelgesi Resmi Gazete’de yayımlanmıştı. Genelge ile birlikte kamu kurumlarına TOGG dışında 3 yıl süreyle yeni araç alımı da yasaklandı. TOGG alımı ise ancak mevcut araçların tasfiyesi ile mümkün olabilecekti. Bugün aldığım bilgiye göre bazı müdür ve kamu yetkililerine farklı modellerde araç tahsis edilmesi enteresan. Dipnot olarak buraya düşmek istedim. Bu tasarruf tedbirleri kime ve neye göre…
Genelge, ilgili mevzuatta belirtilen makam ve hizmetler haricinde, hibe dahil her ne şekilde olursa olsun yabancı menşeli taşıt kullanılmayacak şeklindeydi. Birde ne görelim yeni tahsis edilen araçlar yabancı menşeli… Hangi kurumlara, kimlere hangi araçlar tahsis edildi anlatmaya gerek yok. Şehir trafiğinde elbet göreceksiniz.
Faiz haram dedik; Burnumuza kadar faize battık. Oy uğruna taviz üstüne taviz verdik, Burnumuza kadar borca battık. İsraf etmeyelim durum kötü dedik; Yedikçe yedik doymadık. Aç kalmaya mahkum edildik. Ekonomi kötüye gidiyor dedik; freni patlamış enflasyonu durduramaz hale geldik. Kontrolsüz harcama bizi bugün geldiğimiz noktada kredi borç batağında ölümün eşiğine getirdi. Şimdi de tasarruf tedbirleriyle ekonomiyi düzelmeye çalışıyoruz. Vallahi İşimiz zor. Kemeri sıkmak yerine spor yaparak zayıflamayı denemeliyiz bence. Daha sağlıklı olur…
Korumalar, lüks araçlar, gösteriş kanımıza işlemiş. Keşke mütevazi olabilsek.
SON SÖZ: Ne zamandan beri bir ayakkabıya, kan bağışı sırasına girer olduk. Ben beni bildiğim kadarıyla bizim kanımızın bedeli paha biçilemez. İşte geldiğimiz nokta! Bir yerde alkışlanacak bir proje diyoruz, diğer yanda düşününce geldiğimiz noktayı sorguluyoruz. Merak ediyorum işin ucunda ayakkabı olmasa KAN BAĞIŞI sırasında kuyruk olur muydu? Rekor kan bağışı yapılması çok güzel. Bize de yakışan budur.. Önemli olan işin ucundaki AYAKKABI. Kusura bakmayın kanıma dokunuyor.
“Başarı hikayelerini kanıyla yazan bir Milletin celladı, teknoloji ve ihtiyaçları olmamalıdır” M.S
Ne güzel söylemiş Karacaoğlan;
“Yürü bire yalan dünya, sana konan göçer bir gün. İnsan bir ekine misal, seni eken biçer bir gün.”
Sağlıcakla…
Gaziantep Haberler Gaziantep Sağlık Son Dakika News Narkoz haber