KORKAKLAR HAİN OLUR

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

KORKAKLAR HAİN OLURÖğrendikçe rahatsızlığım artıyor” sözünü insan yaşadıkça daha iyi anlıyor. Saf samimi duygularla ideallerinizi belirleyen, inanç sisteminizi oluşturan, belki de geleceğinize yön veren kavramlara, değerlere iman ediyorsunuz.  Bu imanın gereği olarak da yaşamaya, eylemlerinizi bunlara göre belirlemeye, tavır geliştirmeye, mücadele vermeye başlıyorsunuz. Ailenizi, işinizi, çevrenizi, size ihtiyacı olanları bu imanın gereğini yerine getirebilmek adına ihmal diyorsunuz. Bunları yaparken fedakârlıktan bahsetmek bile utandırıyor sizi. Çünkü bunların sizin fedakârlıklarınız değil, taşıdığınız misyonun gereği olduğunu biliyorsunuz.

Ama birileri sizi, bu yaptıklarınızla, mücadelenizle dahi suçlayabilir. Sizin düşmanınıza bile yakıştırmadığınız iftiraları dost sandıklarınız size yakıştırabilir. Sizin ödediğiniz bedeller, düştüğünüz durumlar onları hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Çünkü onlar, gereken bedeli ödemediler, sıkıntı çekmediler, emek vermediler, hep hazıra kondular.

Kimileri, birilerinin mirasına kondukları için, kimileri birilerinin yanında asalak fotoğrafı verdikleri için, kimileri Allah’a kul olmak yerine birilerine kul olup biat ettikleri için, kimileri kolay yoldan elde ettikleri makam, mevki, statüye sahip oldukları için hiç sıkıntıya düşmediler ki…

O beğenmedikleri insanların korumasıyla güvende olduklarını, birileri mücadele ederken bir kenardaki sümsük hallerini çabuk unuttular. Unuttular çünkü zorlu mücadele verilirken kendileri çaba sarf etmediler, bedel ödemediler, çünkü cesaretleri ancak “sığındıkları etek altından” gözlerinin ucuyla bakabilmeye yetiyordu. Sadece menfaatlerinin gereğini yaptılar, saklandılar, kenarda durup iki kişilik ortamlarda konuştular, sinsi sinsi etrafı seyrettiler, semirildiler, sonrada bulundukları yere bakıp kahraman edalarıyla övündüler, kendilerini vazgeçilmez saydılar.

Bahçesinde gül yetiştirmekle övünen servet sahibinin, bahçıvanın emeklerini hiçe saymasına benzer bu durum. Oysaki yetişen o güllerde en büyük pay sahibi bahçıvandır. O emeğini, göz nurunu, zamanını, ömrünü vermiştir gülü yetiştirmek için.

Günü kurtarmak adına, ilkesizlik, ahde vefasızlık ve bütün değerleri harcamak karakter haline gelmiştir onlar için. Ağızlarının ölçüsü yoktur, her bahçede yetişmeyen nadide orkideye bile ayrık otu yakıştırmasını hiçbir ahlaki kaygı duymadan yaparlar, kıçlarında abdest suyu kurmasa bile esasen ahlaksızdırlar, yüzsüz ve haindirler.

Süreç değil sonuç önemlidir bu zihniyetler için. Makyavelisttirler; ahde vefasızlık, ikiyüzlülük, ilkesizlik, yoldaşını satma hiç sorun olmaz, hedeflerine ulaştıkları sürece gerisi önemli değildir. Menfaatleri gerektiriyorsa; herkese her tavizi veriler, her şirinliği yaparlar, yalan söylemek sorun olmadığı için, her sözü verirler. Onların lügatinde “biz” kelimesinin karşılığı aslında hep “ben”dir. Haramı-helali, kul hakkını bilmezler, mideleri geniştir, her pisliği hazmederler. Herkesi sırtına basılıp çıkılacak merdiven olarak görürler. Büyük emeklerle meydana gelmiş, uğruna çile, bedel, ömür verilmiş eserler kendi amaçlarına ulaşmak için sadece tek kullanımlık araçtır onlar için.

Ne yazıktır ki bunlarla aynı sıfatı taşımak, aynı otobüsün yolcusu zorunda olmanın sıkıntısını, utancını yaşamak mecburiyetindesiniz. “İti köpeği kendimize güldürmeyelim” diye, “kan kusarken kızılcık şerbeti içtim” diyeceksiniz. Eğer böyle giderse, siz ömrünüzü adadığınız inançlarınızdan vazgeçemediğinize göre, bunlar da sizin sırtınızdan geçinmeye, üzerinizden sosyal statülerini korumaya, menfaatlenmeye devam edeceklerdir.

Çözümsüzlük yaşamanın tarifi bu olsa gerek…

Oysa ne büyük hedeflere göz dikmiştiniz bu inançları taşımaya başladığınızda. Sizinle aynı inançları paylaştığını düşündüğünüz kişileri kardeş bilmiş, hiçbir sır bırakmamıştınız aranızda. “Her şeyinizi dostlarınızla paylaşmayın çünkü bir gün namert olan çıkabilir aralarından” sözü, size hiç doğru gelmemişti. İnsan, kardeşim dediği insanlarla bütünleşmenin ötesinde ne düşünebilir ki…?

Ölümü göze alıp yola çıkanlar, arkalarında bıraktıkları için ağlamazlarmış. Bizler hiçbir şeyin sonunu düşünmeden yola çıkan kahramanlardan olmaya çalıştık hep. Veya ödleklerin gözünde kendimizi öyle zannedenleriz. Fakat o ödlekler yanıldıklarını biliyorlar aslında…

Birilerinin sizin adınıza düşündüğünü, plan kurduğunu, hesap yaptığını nereden bilecektiniz. Herkesi kendiniz gibi bilme hatasına düştünüz. Geriye dönüp baktığınızda ise “herkesin siz olmadığını” görmek; yüreğinizi, beyninizi acıttı, inancınızı sarstı. Şahıslara değil, değerlere iman etmenin doğru olduğunu bilmeyenlerin kendilerini değer yerine koymaları, belirleyici unsur konumuna oturmaları, vazgeçilmez otorite fotoğrafı sergilemeleri, yani kısaca “belirleyici makam koltuğunda oturmaları” ne kadar ağır bir yük adam gibi adam olana.

Rahmetli Alparslan Türkeş; “Sağla olan kavgamızı, solun ihanete varan eylemlerinden dolayı askıya almıştık, şimdi sağla olan kavgamızı başlatıyorum.” dediğinde, pek anlayamamıştık durumu. Her sözünde olduğu gibi yine haklıymış, işte bu gün ayan beyan ortada asıl kavganın kimlerle yapılması gerektiği.

Ben bırakıyorum” demek kolaycılığı ne yetişme tarzınıza, nede inançlarınıza doğru gelmeyen bir harekettir. O zaman doğru olan, “ben buradayım, burası benim, buraya sahip çıkacağım; bertaraf edilmesi gerekenler, inancın ticaretini yapanlar,inancını sadece sosyal statü gereği taşıyanlar, satılmışlar, fitne fesatçılardır” tavrı sergilemektir.

Bundan önce olanlara bakarak “bu seferde aynısı olacak” düşüncesinde olanlar yanılmalıdır. İnancını sağlam zeminlere oturtanlar sarsılmadan yollarına devam edecektir. Güçlü gibi görünen “kırk yamalı bohça” her yanından pörtleyecek, bütün pislik ortaya saçılacaktır.

Yere sağlam bastıkça attığınız her adım, o statü meraklılarının, inanç üstünden milleti hortumlayanların yüreklerinde korku fidanının büyümesine “bir kova su ” olacaktır. Bunlara yapacakları yağcılıktan medet uman kadrolu yalakaların dedikoduları ise sivrisinek vızıltısından öte gidemeyecek ve artık onları hemen tanıyacaksınız.

Ve unutulmamalıdır ki korkaklar nasıl hain olursa, hainler de korkak olur.

Mustafa KIZIKLI

0
mutlu
Mutlu
0
kahkaha
Kahkaha
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
susuyorum
Susuyorum
0
_zg_n
Üzgün
0
a_l_yorum
Ağlıyorum
0
sinirli
Sinirli
0
alk_
Alkış
0
be_enmedim
Beğenmedim
KORKAKLAR HAİN OLUR

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Mahmood Coffee
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Gaziantep Haber, Gaziantep Son Dakika, Gaziantep Sağlık Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin