Tuncay Yıldırım, “Artık Yeter” dedi, kırmızı kart gösterdi
Tuncay Yıldırım’ın açıklaması çok konuşulacak: “Seçim zamanı kapısını çalacak esnaf bulamazsınız”
ARTIK YETER! BU ŞEHİR BU KADAR AŞAĞI ÇEKİLMEMELİ
Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Tuncay Yıldırım, son günlerde Gaziantep genelinde gündem oluşturan pahalılık, fahiş fiyatlar, barınma ve geçici sığınmacılara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Tuncay; “Bayram süresince gördük, artık yeter bu şehir bu kadar olumsuzluklarla dile gelmemeli. Herkes kendi bireysel sorumluluklarını yerine getirmeli. Yargısız infazlar şehrin itibarını yerin dibine sokuyor” dedi.
“EN BÜYÜK SORUN SURİYELİ MİSAFİRLER”
Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Tuncay Yıldırım, bizler 36 bin Gaziantep Ticaret Odası üyesinin yerelde, ulusalda ve yeri geldiğinde uluslararası arenada gözü, kulağı ve en önemlisi de dili olmaya çalışıyoruz. Elbette ki en önemli görevimiz yerelde ki ticari faaliyetlerin sağlıklı bir şekilde yürümesini sağlamak. Bu bahsettiğimiz sorunların tetikleyicilerinden bir tanesi hiç şüphesiz 13 yıldır şehrimizde yaşayan geçici koruma altındaki Suriyeli misafirlerimizdir. Kayıt dışı ticari faaliyetlerin yarattığı haksız rekabet, kimi sektörlerde elde ettikleri üstünlükler, işletmelerimizin iç ve dış Pazar kayıpları, kiralar başta olmak üzere genel fiyatlara yansıyan olumsuz etkileri ne yazık ki her geçen gün artan bir oranda devam etmektedir” diyerek Gaziantep’in en büyük sorunun, Suriyeli Misafirler olduğuna dikkat çekti.
Başkan Yıldırım’ın çok konuşulacak konuşmasında dikkat çeken diğer ayrıntı “Seçim zamanı geldiğinde kapısını çalacağımız esnaf bulamayacak hale gelebiliriz” sözleri oldu.
“SURİYELİ MİSAFİRLERDE KAYITDIŞI ORANI ÇOK YÜKSEK”
Başkan Yıldırım konuşmasında; “Bugün Gaziantep’te faaliyet gösteren kayıtlı Suriyeli işletme sayısı 6300 kişidir. Kayıtlı Suriyeli istihdamı ise 12 bin kişi. Bu sayılar şehrimizde yaşayan Suriyeli sayısını düşündüğümüzde kayıt dışılığın boyutunu gözler önüne sermeye yetiyor. Yani yaklaşık 20 bin kişi, 5 ile çarpsanız 100 bin kişi, 6 ile çarpsanız 120 bin kişi. 470 bin kayıtlı insan varken geriye kalan 300 bin kişi ne ile geçiniyor, ne ile barınıyor, yaşamını nasıl idame ettiriyor? Bu bile olayın ne kadar vahim bir boyutta olduğunun en büyük göstergesidir.
“GÖÇ SORUNU VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİNE İLİŞKİR RAPORLARI İLGİLİLERE SUNDUK”
Bizler Gaziantep Ticaret Odası olarak 10 yıl önce bu sorunları ön görmüş ve çözüm önerisi de sunmuştuk. Yani biz bu çözümün bugün farkında olanlardan değiliz. Büyük göç dalgasının ardından meclisimiz 4 Aralık 2013 tarihinde özel Suriye gündemi ile toplanmış, bir komite oluşturmuş ve bu komite 12 sivil toplum kuruluş ve 3 üniversitenin katılımı ile ortak akıl raporu hazırlamıştır. 2014 yılında “İçimizdeki Suriye” başlıklı raporu kamuoyu ve yetkililerle paylaştık. 18 ay sonra gelinen noktanın tespiti için güncellenerek bilgiler tekrar paylaşılmıştır. Meclisimiz, 2019 yılında yeni bir çalışma grubu oluşturarak mevcut durumun tespiti, bundan sonra ne olması gerektiğini ilişkin bir rapor daha hazırladı. Gaziantep Ticaret Odası olarak bugüne kadar, ekonomi, eğitim, sağlık, demografik yapı ve güvenlik başta olmak üzere konuyu her yönü ile değerlendirdiğimiz 6 rapor ve sayısız bilgi notu hazırladık. Bunları başta kanun koyucular ve karar vericiler olmak üzere tüm ilgiler, kamuoyu ve basın ile paylaştık. Takipçisi olduk, olmaya da devam edeceğiz.
“GÖÇ,PANDEMİ,SAVAŞLAR,DEPREM REEL SEKTÖRÜ OLUMSUZ ETKİLEDİ”
Göç, pandemi, savaşlar derken reel sektörün 6 şubat depremlerinin ekosisteme verdiği zararlarla uğraştığını unutmayalım. Tedarik zinciri bozuldu, piyasalar zarar gördü, çevre illerden göç aldık ve şehrin konut ihtiyacı da büyüdü. Bu süreçte İslahiye ve Nurdağı ilçeleri dışında Gaziantep reel sektörü de devlet desteği alamadı. Tüm bunların üzerine yüksek enflasyon ve ekonomik olumsuzluklar eklendi. Enflasyonist baskının herkesi derinden etkilediğini biliyoruz. Tüm vatandaşlarımızın alım gücü düştü, ülkede gelir dağılımı bozuldu. İşletmelerimizin girdi maliyetleri yükseldi. Enflasyon için uygulanan sıkı para politikası da girdi maliyetlerini yönetmemiz için ihtiyaç duyduğumuz finansman maliyetini artırırdı.
“YEREL YÖNETİMLERİN HAMLELERİ UZUN VADEDE SIKINTILARA YOL AÇACAKTIR”
Mevcut durum karşısında alım gücü düşen, hayat pahalılığı karşısında zorlanan vatandaşa destek olmak amacıyla yerel yönetimler iyi niyetli girişimlerde bulunmaya başladı. Sadece Gaziantep’te değil tüm Türkiye’de yerel yönetimler halk için bir takım aksiyonlar almaya çalışıyor. Üzülerek ifade ediyoruz ki, yeme içme mekanları açmak, bayram için kurban, baklava ve fıstık başta olmak üzere şehrin nadide ürünleri üzerinden spekülasyon yaratmak gibi iyi niyetli hamleler kısa vadede vatandaş lehine uygulamalar gibi gözükse de uzun vadede ciddi sorunlara yol açacaktır. Başta iş gücü piyasası olmak üzere çeşitli olumsuz etkilerle baş etmek zorunda kalabiliriz. Kamu ile rekabet edemeyen işletmeler istihdamı azaltmak, ardında da kapanmak zorunda kalacaktır. Yerel yönetimlerin bu hamleleri piyasadaki kalifiye eleman kıtlığı nedeniyle işletmelerin zor durumda kalmasına da sebebiyet vermektedir.
“BELEDİYER DÖRT KAP YEMEĞİ 40 TL’YE VERİYOR, İŞLETMELERİN KAPANMASINA SEBEP OLUR”
Lafın özeti şu; Türkiye genelinde bazı belediyeler dört kap yemek 40-45 TL diye belli bir zaman içerisinde vatandaşa yemek vereceklerini söylüyorlar. Bu işin özeti şudur; şayet dört kap yemek 40-45 TL’ye kar bırakıyor ise belediye başkanlarımız, kamu kurumlarımızın temsilcileri kendi adlarına restoran açıp 40-45 TL’ye satabilsinler bizlerde kendilerine destek olalım. Bugün iyi niyetle yapılan bu hamleler sonucunda buralarda kamu zararı oluşacak, bu kamu kurumlarının gelirlerini sağladığı diğer işletmelerin kapanmalarına sebep olacaktır. İşletmelerin zararına mal satabilmelerine imkan yoktur.
“HİÇ KİMSE KİMSEYİ BİR YERDEN ÜRÜN ALMAK İÇİN ZORLAMIYOR”
Günümüzde üzerinde en çok spekülasyon yapılan şehrimizin coğrafi işaretli, Avrupa tescilli baklavası. Bugün bu şehirde 200 TL’ye baklava var, 300 TL’ye var, meslek lisemizde 600 TL’ye var, piyasada 700 TL ve 950 TL’ye kadar baklava var. Hiç kimse kimseyi bir yerden ürün alması için zorlamıyor. Herkes kendi özgür iradesi ile gidip ürün alabiliyor. Son dönemdeki artışın sadece fıstık’a mal edilmesi yanlış olur. Sebebi şudur; sadece yüzde 10 KDV’de fiyat farkı geldi. Piyasayı denetleyen sistemin en önemli halkası vatandaşın kendisidir. Ödediği rakamın karşılığını alamadığını düşünüyorsa bir daha gitmez, herhangi bir alışveriş yapmaz, o işletmeye de en büyük ceza budur.
“KONUT ÇÖZÜMÜ İÇİN BELEDİYELER YERİNDE DÖNÜŞÜM RUHSATLARINI VERSİN”
Bu şehrin en büyük sorunlarından bir tanesi barınma sorunudur. Siz dünyanın hangi metropol şehrine bir gecede 10 bin kişiyi indirirseniz o şehir emin olun ki trafiği ile altyapısı ile barınması ile felç olur. Ancak son 13 yılda ilimizin yöneticiler sayesinde dişe dokunur bir olay meydana gelmeden bu sürece geldik. Nüfus artış oranına göre restoran ve diğer işletmelerin sayısında, konutta bir artış olmadı. Bizim bir önerimiz var belediyelere. Çok büyük bir deprem yaşadık, bu yaşadığımız deprem içerisinde yerinde dönüşümlerle ilgili ruhsat bekleyen belediyelerden bir süre proje var. Konut stokunun artırılmasına yönelik bir an evvel bunları onaylayın. Vatandaşlarımız bir an önce kiradan kurtulup kendi evlerine geçsin. Bu projeler onaylanırsa binlerce daire boşa çıkacak.
“BELEDİYER ARSA MALİYETLERİNİ YÜKSELTİYOR. ARSA MALİYETLERİNE ÜST LİMİT KONULSUN”
Bir başka konu ise; bugün malınıza birisini ortak ederken en fazla vereceğiniz oran yüzde 50’dir. Bugün şehrimizde imara açılan arazilerde yüzde 65’e kadar bağış adı altında pay alınmaktadır. Arsa maliyetleri artmaktadır. Biz kominist sisteme geçtik de bizim mi haberimiz yok. Belediyeler arsa satıyor ihale ile üst limit yok. Kendilerinin tespit ettikleri fiyatın çok üzerinde arsa satışı oluyor. O zaman serbest piyasa kamuya varda özel sektöre neden yok? Türkiye’nin belirlemiş olduğu ekonomik sistem serbest piyasa sistemidir. Belediyelerin yapmış olduğu arsa ihalelerinde bir üst limit konulsun onun üzerine çıkılmasın. Belediyeler ve müteahhitlerimiz el birliği ile buyurun konut sorununu çözelim.
“SEÇİM ZAMANI KAPISINI ÇALACAĞINIZ ESNAF KALMAYABİLİR”
Herkes kendi işini doğru şekilde yapması gerekiyor. Bu zamanda iyi niyetle yapılan bazı işlerin sonuçlarında oluşan sıkıntı hepimizi vuruyor. Seçim zamanı geldiğinde kapısını çalacağımız esnaf bulamayacak hale gelebiliriz. Bu esnaf bu şehrin esnafı. Bizim vergisini veren, işini doğru yapan hiç kimse ile bir problemimiz yok. Eğer ki bu şehirde serbest piyasa ekonomisini tartışacaksak, hile yapan varsa en ağır cezayı verelim, hijyen kurallarına uymayan varsa cezalandıralım, normal zamanlarda 500 TL’ye sattığını bayram gibi özel zamanlarda fırsatçılık yapıp 2 katı fiyata satıyor ise onun işyerini kapatalım. Ama serbest piyasa ekonomisinde şartlar kendisini oluşturur. Arz talep dengesi vardır.
“ARTIK YETER!”
Hayat boyu yanında iki tane sigortalı işçi çalıştırmamış insanlar elinde bir cep telefonu ve X hesabı ile yargı dağıtıyorlar. Yazıktır, bu şehir bu kadar aşağı çekilmemesi lazım. Bu şehrin itibarı ne kadar aşağı düşerse emin olun bu şehrin yöneticisi olan bizlerin ve yaşayan vatandaşlarımızın tamamının itibarı aşağıya düşer. Bayram süresince gördük, artık yeter bu şehir bu kadar olumsuzluklar dile gelmemeli. Herkes kendi bireysel sorumluluklarını yerine getirmeli. Yargısız infazlar şehrin itibarını yerin dibine sokuyor.” ifadelerini kullandı.
Gaziantep Haberler Gaziantep Sağlık Son Dakika News Narkoz haber
