Ziraat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Kenan Seçkin son zamanlarda kurda yaşanan dalgalanmalar üzerine Hükümetin aldığı İhracat Yasağı tedbirlerinde en çok hububatçıların etkilendiğini söyledi.
Un sanayicileri ve ihracatçıları, ihracata yasak şokuyla sarsılırken bu karardan en çok etkilenen şehrin Gaziantep olduğuna dikkat çeken Seçkin, “Bugün bu sektörde alınan kararlardan ise en çok etkilenen şehir Gaziantep’tir. Türkiye’nin, un ihracatının %30’u, makarna ihracatının ise %53’ünü Gaziantep yapmaktadır. Bu karar en çok Gaziantep sanayicisini etkilemiştir. Gaziantep’te bulunan firmalarımızın büyük çoğunluğu hububatı dışarıdan getirmek suretiyle işleme tabii tutup tekrar ihraç etmektedir. Türkiye, Avrupa ülkelerinin istediği kalitede buğday üretimi yapmadığı için sanayicimiz yurtdışından kaliteli buğday ithal ederek bunu işleyip mamul olarak yurt dışına ihraç etmektedir” dedi.
TÜRKİYE İLE DÜNYA Kİ BUĞDAY PİYASASI: UÇUK RAKAMLAR
Başkan Seçkin, Son zamanlarda Türkiye’de döviz kurunda dalgalanma meydana gelmesine rağmen iç piyasada buğday fiyatları stabil kaldığına vurgu yaparak şunları söyledi; “ Dünyada buğday piyasası 260 dolar bandında gezerken Türkiye’de dolar kuru 7 TL civarında bir rakamı görünce Türkiye ile dünyada ki buğday piyasası arasındaki fiyatlarda uçuk rakamlar oluşmaya başladı. Arada 80 dolar civarında bir fark oluştu. Dünya artık çok küçük, insanlar bir malı alırken nerede ucuzsa gidip oradan alıyor. Türkiye’de ki buğday fiyatları dolar bazında dünya piyasasının çok altında kaldı. Bu sefer herkes Türkiye’den buğday ithal etmek istedi, çünkü fiyatlar ucuz.
Buğday, arpa ve mısır gibi ürünler bir ülke için stratejik öneme sahip ürünlerdir. Bu ürünlerle ilgili Tarım ve Orman Bakanlığı önlem alma zorunluluğu hissetti ve iç piyasada bulunan hububat varlığımızın dış piyasaya kaymasını önlemeye çalıştı. Çünkü bugün 170 dolara hububat satacağız, daha sonra 260 dolara dışarıdan geri almak zorunda kalacağız. Bu nedenle arpa, buğday, mısır ve bunlardan mamul olan tüm ürünlerimizin ihracatı yasaklandı.
GAZİANTEP ÇİFTÇİLERİ DĞER ÇİFTÇİLERE GÖRE AVANTAJLI
Gaziantep’te fıstıktan sonra en çok zeytin, hububat ve bakliyat üretimi yapılmaktadır. Gaziantep bölgesinde üretim yapan çiftçiler diğer bölge çiftçilerine göre daha avantajlı durumdadır. Bizim fıstığımız var para ediyor, üretici kazanıyor. zeytinimiz var para ediyor ve zaten %70 tarım alanlarımız dikili tarım üzerine faaliyet gösteriyor. Kalan %30’luk kesimde ise sulu tarım alanları üzerine kurulmuş durumda bulunmaktadır. Çünkü hububat üretimini sulu tarım alanları üzerinde yapamazsınız, zarar edersiniz. Sulu şartlarda üretim çiftçiyi kurtarıyor. Çünkü Tarımsal girdiler azalıyor. Kuru şartlarda tarımsal getiri, verim az olduğu için çiftçi tercih etmez. Tarımsal girdiler çok fazla olduğu için. Ya sulu şartlşarda tarım yapacak ya da kuru şartlarda buğdaya ve arpaya alternatif üreteceksiniz. Ne olur alternatif kırmızı mercimek, nohut, yem bitkileri gibi… Tarımsal girdileri daha azdır.
2016 Üretim Yılı İTU desteklenmesi
Türkiye’de 50.712 işletme mevcut. İyi Tarım Uygulaması kapsamında alınan destek 3.456.893.000 TL,toplamda 185.125.553,00 iken bu sayı Gaziantep’te işletme sayısı 12.073, destek miktarı 719.427.813 bu rakam toplamda 35.993.655,30 TL’dir.
İyi tarım uygulamasında Türkiye’nin önde gelen şehirlerin başında Gaziantep geliyor. Gaziantep çiftçisi 35 milyon lira destek alıyor ve 16 bin 350 kişi 1 milyon dekar alanda iyi tarım yapıyor. Tarımsal girdilerin arttığı, mazotun fiyatının çok yükseldiği bir dönemde çiftçiye yapılan iyi tarım uygulama desteği devam etmeli. İyi tarım genellikle dikili tarımın yapıldığı yerlerde uygulanıyor. Dolayısıyla Gaziantep genelinin yüzde 70’inde iyi tarım uygulaması yapılmaktadır. Yine son zamanlarda doların yükselmesi ekonomide ki dalgalanmalarla gübreye yapılan yüzde yüzlük zam, mazot ve tohum çiftçiyi zor durumda bırakıyor. Bu konuda da ivedilikle çiftçilerimizi rahatlatacak önlemlerin artırılması gerekiyor
