ABD Başkanlık seçimleri TÜRKİYE-ABD ilişkileri açısından önemli

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

ABD başkanlık seçimleri 8 Kasım’da gerçekleştirilecek. ABD’de başkanlık seçimleri kapsamında  gerçekleştirilen ön seçimlerde Demokrat Parti’de Hillary Clinton dört, Cumhuriyetçi Parti’de ise Donald Trump beş eyalette kazandı.

ABD’de 8 Kasım’da yapılacak olan başkanlık seçimleri öncesi yapılan son ön seçimlerde, Eyaletler toplamında Clinton ve Trump önde. En çok delegeyi kazanan aday, başkanlık yarışında önemli bir avantaj elde edecek.

Peki, ABD başkanlık seçimleri TÜRKİYE-ABD ilişkilerini nasıl etkileyecek?

MÜSLÜMAN DÜŞMANI TRUMP

ABD’deki başkanlık seçiminde Cumhuriyetçi Parti’nin adayı olmak için kampanya yürüten Donald Trump, Müslümanların ülkeye girmesini yasaklama fikrini dile getirmesi büyük tepki çekmişti. Müslüman düşmanı bir başkanın Ortadoğu politikasının nasıl olacağını kestirmek zor değil.

Cumhuriyetçi aday olan milyarder iş adamı Trump, Fox News radyo kanalında konuk olduğu programda, aralık ayında açıkladığı “Müslümanların ABD’ye girişinin tamamen yasaklanması” fikri hakkında konuşmasında “Ciddi bir sorunumuz var. Bu geçici bir yasak fikri. Henüz çağrısı da yapılmadı. Kimse henüz böyle bir yasak getirmiş değil. Neler olup bittiğini anlamamıza kadar bu sadece bir öneri. Terörle mücadele çerçevesinde böyle bir yasağı savunuyorum, bu mücadele bittiğinde planlanan yasak kaldırılır”  dedi ama kimse inanmadı.

CLİNTON’DAN MÜSLÜMAN KARŞITI SÖYLEMLERE TEPKİ

Trump’ın Müslüman karşıtı söylemlerine, ABD’deki Müslüman toplumundan ve dünyanın birçok yerinden tepki gelirken bir tepki de Hillary Clinton’dan gelmişti.

Demokrat Parti’nin Başkan aday adayı Hillary Clinton’ın Trump’ın bu tutumunu sert bir dille eleştirerekTwitter hesabında yaptığı açıklamada “Donald Trump’ın Barack Obama ve Müslümanlar hakkındaki nefret söylemini kınamaması rahatsız edici ve çok yanlış. Buna son vermeli” ifadelerini kullandı.

Yine 20 Kasım 2015’te Özellikle Paris’te  127 kişinin katledilmesinden sonra Batı’da Müslümanlara karşı oluşan tepkinin ardından, ABD Demokrat Parti başkan adayı Hillary Clinton sosyal medyadan Müslümanlarla ilgili anlamlı bir mesaj yayınladı.

Clinton: “Müslümanlar bizim düşmanımız değil onlar çok barışçı ve hoşgörülü terörizmle işleri olmaz.” mesajını  yazdı bu anlamlı mesaj binlerce  takipçisi tarafından paylaşıldı.

Kasım ayında ABD yapılacak olan Başkanlık seçimi aslında Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Türkiye’nin  dış politikası, Suriye meselesi ve Türkiye- ABD siyasi ilişkiler açısından oldukça önemli.

Türkiye-Amerika ilişkileri Amerika Birleşik Devletleri’nin 44. başkanı Barack Hüseyin Obama ile zaman zaman gerğinlik yaşansa da iyi gidiyordu. George Mitchell ve Hillary Clinton’ın Türkiye ziyaretleri, ardından Obama’nın Türkiye’ye gelmesi, ilişkilerde daha yoğun işbirliğinin önünün açmış Türk-Amerikan ilişkilerinin çok yönlü yapısını geliştirmek ve bölgesel istikrara katkı sunmak için önemli bir fırsat olarak değerlendirilmişti.

Eski ABD Dışişleri Bakanı, Hillary Clinton “Zor Seçimler” adlı kitabında Türkiye’den de sık sık bahsediyor. Clinton Türkiye’yi çok yakından tanıyor. ABD Başkan aday adayı Clinton kitabında, Erdoğan ve Ankara Hükümeti hakkında yorumlarda bulunmuş. Clinton’ın kitabından bazı bölümler şöyle;

“TÜRKİYE GÜVENİLİR BİR MÜTEFİKTİ”

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra dağılan Osmanlı İmparatorluğu’nun yerine Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan modern Türkiye, Batı’ya yönelen seküler bir demokrasi olma niyetindeydi. 1952’de NATO’ya katıldı ve bizimkilerle yan yana savaşmak için Kore’ye asker gönderen ve on yıllar boyu ABD kuvvetlerine ev sahipliği yapan, Soğuk Savaş döneminde güvenilir bir müttefikti. Ancak kendini Atatürk’ün vizyonunun garantörü olarak gören Türk Ordusu, fazla İslamcı, fazla solcu ya da fazla zayıf gördüğü hükümetleri devirmek için birçok kez müdahalede bulundu. Bu belki Soğuk Savaş için iyiydi, ama demokratik gelişimi geciktirdi. 

“ONUNLA İLK KEZ 90’LARDA TANIŞTIM”
Türkiye’nin geleceği ve ilişkilerimizde anahtara sahip özellikle bir kişi oldu: Başbakan Erdoğan. Onunla ilk kez 90’larda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken tanıştım. Hırslı, güçlü, dini bütün ve etkili bir siyasetçiydi. Erdoğan Hükümeti, ordunun içinde olduğu iddia edilen darbe komplolarının üzerine agresif bir şekilde gitti ve daha önceki tüm sivil haleflerininkinden daha güçlü bir iktidar kazandı. Erdoğan’ın giderek sertleşen idaresine karşı 2013’de patlak veren büyük protestoları bazı üst düzey bakanları köşeye sıkıştıran geniş çaplı yolsuzluk soruşturmaları takip etti. Bu kitabı yazarken, giderek artan otoriterliğine karşı Erdoğan’ın Türkiye’nin daha muhafazakâr olan bölgelerindeki desteği güçlü biçimde devam ediyordu.

“TÜRKİYE BELİRLEYİCİ BİR ROL OYNAYACAK”

Türkiye’nin gelecekteki istikâmeti belirsiz. Ama kesin olan, Türkiye hem Ortadoğu’da hem Avrupa’da belirleyici bir rol oynamaya devam edecek. İlişkilerimiz de, ABD için hayati önem taşımayı sürdürecek.

Küçük kasabamızda en sevdiğim geleneklerden biri olan Chappaqua Anma Töreni’nde yürürken Ehud Barak’tan (İsrail eski Savunma Bakanı) acil bir telefon aldım. “Sonuçtan mutlu değiliz ama bu zor seçimi yapmak zorundaydık. Bundan kaçınamazdık” dedi. Ben de “Fark edilmeyecek tepkiler olacak” diye uyardım.

“NETANYAHU ÖZÜR DİLEMEYİ REDDETTİ”

Baskından (31 Mayıs 2010’daki Mavi Marmara Olayı) sonraki gün Dışişleri Bakanı Davutoğlu beni görmeye geldi ve iki saatten fazla konuştuk. Son derece duygusaldı ve Türkiye’nin İsrail’e savaş açabileceğiyle tehdit etti. “Psikolojik olarak bu Türkiye için 11 Eylül gibidir“ dedi ve İsrail’den özür, kurbanlar için tazminat istedi. “Nasıl önemsemiyor olabilirsiniz” diye bana sordu, “Onlardan (ölen 9 kişiden) biri Amerikan vatandaşıydı.” Önemsiyordum, hem de çok, ama ilk önceliğim onu sakinleştirmek ve bütün bu savaş ve olayın doğuracağı sonuçlara dair konuşmaları bir tarafa bırakmaktı.

Sonra Başkan Obama’ya Başbakan Erdoğan’ı da aramasını tavsiye ettim. Ardından Netanyahu’ya Türklerin kaygı ve isteklerini aktardım. Türkiye ile işleri düzeltmek istediğini söyledi ama kamuoyu önünde özür dilemeyi reddetti. Bibi’yi Türkiye’den özür dilemeye ikna etme çabalarım geri kalan dönemimde sürdü. Ağustos 2011’de bu stratejik iş için Henry Kissinger’ı bile olaya dahil ettim.

 

0
mutlu
Mutlu
0
kahkaha
Kahkaha
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
susuyorum
Susuyorum
0
_zg_n
Üzgün
0
a_l_yorum
Ağlıyorum
0
sinirli
Sinirli
0
alk_
Alkış
0
be_enmedim
Beğenmedim
ABD Başkanlık seçimleri TÜRKİYE-ABD ilişkileri açısından önemli

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Mahmood Coffee
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Gaziantep Haber, Gaziantep Son Dakika, Gaziantep Sağlık Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin