Kalemi elime alıyorum hangisini yazsam diye düşünüyorum. Sonra vazgeçiyorum. Ancak bu kadar olumsuzluğu bir arada görünce yazmamak elde değil!
Geçtiğimiz günlerde Kilis’ten Gaziantep’e gelirken Seve barajı yanına kurulan, göl manzaralı Mülteci kampında bir hareketlilik gördüm ve durdum. Öğrendiğime göre yemek yüzünden ayaklanarak askerin yaralanmasına neden olan yaklaşık 600 aile sınır dışı edilecekmiş.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün gelişini gazetemizde “SURİYELİLER GÜL’Ü BÖYLE KARŞILADI” manşeti ile haberleştirdik. Maalesef bu manşet sanırım bazılarının dikkatini çekse de görmemezlikten geldi. Çünkü Kilis meydanını Suriyeliler doldurdu, Kilisliler değil!
SURİYELİLER GÖLE NAZIR VİLLA YAPALIM!
Dün itibarı ile duyduklarımsa beni çok şaşırttı… Çadırlarda toplu yaşayan Suriyelileri düşünen bürokratımız bu misafirlik “Türk örf ve adetlerine yakışmıyor” diyerek çadır yerine konteyner yapma kararı almış. Çadırlar sökülecek, yerine konteyner yapılacak. Anlayacağınız bütçe görüşmelerinin yapıldığı şu günlerde TBMM’ne buradan sesleniyorum oldu olacak göle nazır villalar yapın Suriyeli mültecilerimize karşı mahcup olmayalım.
SGK HASTANE TEDAVİ FATURALARI VE İLAÇ ÖDEMELERİNİ NEDEN YAPMIYOR?
Bazı kurumların tedavi ve ilaç masrafları ödenmiyor! Şuan bütçede ödenek olmadığı gerekçesi ile ödenmeyen masrafların ne zaman kurumlara aktarılacağı merak konusu olurken aklıma şu soru geldi. Konuştuğum bazı eczacılar Suriyeli mültecilere aktarılan ilaç bütçesini söyleyince dudaklarım uçukladı. Suriyeli mültecilere gösterilen bu mütevazılık ve misafirperverlik sanırım biraz enayilik oluyor. Yine gazetemizde geçtiğimiz günlerde yayınladığımız haberi hatırlatmak istiyorum; aşağıdaki linki tıklayarak bu hastamızın ne halde olduğunu görebilirsiniz. Kendi vatandaşına sahip çıkamayan bir hükümet nasıl olurda misafirperverlikten bahsedebilir ki! Abdülkadir Sökmen bitkisel hayatta ve devlet ilacını ve mamasını kesti! Yazık! (Bu haberi altta ki linkten izleyebilirsiniz.)
Yine gazetemizin bu hafta gündeme getirdiği “Taşlıca Sakinleri Donuyor” haberi vatandaşların neler yaşadığını gözler önüne seriyor. Doğal gaz aidatlarını ödeyemeyen vatandaşlar soğuktan donuyor. Dar gelirlilere yapılan konutlarda yaşayanlar hiç mutlu değil. Elektrikli soba kullananlarda elektrik parasını ödeyemiyor. Öte yandan bu bölgenin belediye başkanı geçen yıl halktan topladığını belirttiği 1 trilyonluk çeki başbakana Somali’ye yardım için verdi. Yine aynı belediye başkanı IMF’ye borç veririz dedi. Bende kendisine sesleniyorum… Sayın belediye başkanım paranız çoksa eğer az da şu Yeşilkent sakinlerinin doğalgaz masraflarını karşılayın da bu soğukta çoluk çocuk üşümesin. Kendi vatandaşınıza bunu neden yapıyorsunuz insan hakları nerede? Kimin parasını kime dağıtıyor sunuz?
“SAYIŞTAY” NEDEN ETKİSİZ HALE GERİLMEYE ÇALIŞILIYOR?
Kamu kurumları ilk kez 1 yılı denetimsiz geçirdi. Sayıştay’ın denetim yetkileri geçtiğimiz yıl torba kanunla yıl ortasında değiştirilmiş 2012 yılı ekim ayında Sayıştay kamu kurumlarının 2011 yılı çalışmaları ile ilgi hazırladığı 132 adet raporu yeni yasaya uygun olmadığı gerekçesi ile TBMM’ye sunamamıştı. O raporlarda ne vardı ve kim neden korktu ve Sayıştay’ı etkisizleştirme çabasına girdi, merak etmemek mümkün değil! Sayıştay 2014 yılı bütçe görüşmelerinden önce Sayıştay’ın 140’dan fazla raporların büyük bir kısmında “inceleyemedik” görüş belirtemiyoruz ibaresi Sayıştay’ın birçok kamu kurumunu denetleyemediğini gösteriyor. Şuanda bazı belediyelerin açık ihale yapması gerekirken işler davet usulü ile ihale mi ediliyor? Belediyelerin yaptığı ihalelerin denetimi birilerini rahatsız mı ediyor?
HATIRLAMAKTA FAYDA VAR!
İktidar 2011 yılında Sayıştay’ın denetim yetkisini kısıtlayan bir kanun çıkarmış, Anayasa Mahkemesi bunu oybirliği ile iptal etmişti. Gerekçe ise Sayıştay tam denetim yapamazsa, Meclis de denetim yapamaz.. Yüksek Mahkemenin demokrasi niteliğinde olan bu kararı (2012/207) okuyabilirsiniz. Şimdi ne değişti?
SÜT VEREN İNEK GİBİYİZ
AK Parti Gaziantep Milletvekili Ali Şahin: Türkiye Bütçesi sadece Türkiye’mizin Değil Nüfuz Coğrafyamızın da Bütçesidir” açıklaması yaptı;
“Yeryüzünün ekonomik ve siyasi anlamda tarihi bir dönüşüm süreci yaşadığını, Batı ile Doğu arasındaki güç dengeleri hızlı bir şekilde yer değiştirdiğini ve bu dönüşüm aynı zamanda doğudan yükselmeye başlayan bir geleceği de hazırlayan bir süreç olduğunu “ belirten Şahin, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak yasadığımız 2014 mali yılı bütçesini sadece 780 bin kilometre karelik sınırlarımızın içine değil Gazze’den Mogadişu ve Arakan’a, Kahire’den Kabil ve Orta Afrika’ya nüfuz coğrafyalarımızın kaderlerine de etki eden bir bütçe olarak görmek gerekir.” Dedi. Doğru söylüyorsun sayın vekilim bu bütçe Türk Milletinin değil Ortadoğu’nun bütçesi… Türk Milleti misafirperverdir, biz çalışırız Suriyelilere hatta Arakan’a Somaliye, Gazze’ye yediririz. Tek diyeceğim Allah Türkiye’yi Ortadoğu’ya muhtaç etmesin. Çünkü bizim petrolümüz yok, zengin yer altı kaynaklarımız yok…
Onlar mı bize acıyacak, biz mi onlara anlamış değilim?
Benim tek bildiğim, Ortadoğu kaderine terk edilmedi. Onlar kaderini emperyalizme kucak açarak kendileri seçti. Aynı bizim gibi yani süt veren inek gibi sağılıyoruz… gerçek bu!
