Gaziantep Kalesi’nde Filistin Bayrağı
Ben bir gazeteci olarak uzun yıllar siyaset yaptım. Ancak Bayrağımı her zaman siyaset üstü tuttum ve öyle de olmalı.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bölünmez bütünlüğünü Türk Milleti olarak bizler sağlayacak ve yeni nesillere miras bırakacağız.
Ancak öyle bir hassas durumla karşı karşıya kaldım ki…
Yazsam bir türlü, söylesem bir türlü…
Gazze bugün kan ağlıyor. Yüreklerimiz acıyor. İçimiz yanıyor. Bu tartışma konusu bile olamaz.
Söz konusu Türk Bayrağı olunca göz ardı etmek istemedim.
Çünkü tarihe not düşülecek an ve durumlar vardır. O günleri yaşadığımız şu günlerde bu olmadı…
Tarihi Gaziantep Kalesi’ne dev Filistin bayrağı asıldı. Yanlış anlaşılmasın burada kötü niyet aramıyorum.
Gördüğüm manzara karşısında ruhumun eridiğini, içimin tarifsiz acıdığını ve böyle bir hatanın nasıl yapıldığı endişesini sizden gizleyemezdim.
Önce kimin astığını anlayamadım. Gaziantep Valiliği’nden bilgi alıp duyduğum rahatsızlığı dile getirdim. Sağ olsunlar ilgilendiler. Durumun hassasiyetini dilim döndüğünce anlattım. Bayrağı kaldıracaklarını belirttiler. Kendi adıma çok teşekkür ederim. Bu konuda fazla detaya girmeyeceğim.
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin astığını öğrenince kısa süreli bir şok yaşadım.
Bu şehir Fransız’a karşı direnmiş, zerdali çekirdeği düşen aç bedenlere rağmen teslim olmamış, bağımsızlığın en büyük mücadelesini vermiş Güneydoğu cephesi..
Bundan dolayıdır ki Şahinbey, Karayılan ve daha nice kahramanların şehri GAZİANTEP’te bu olayın yaşanması beni derinden üzdü.
Gaziantep’te bağımsızlığın simgelerinden biri olan tarihi Gaziantep Kalesi’ne dev Filistin bayrağı asılması nedir ya! Şaşırtıcı bir şekilde yanında Türk bayrağı yok.
Bu işe imza atan şahsiyet hiç mi düşünmedi: Türk Bayrağını ‘da hemen yanına asmayı. Bu fotoğraf haberlere düştü. Bu millet demeyecek mi Gaziantep Kalesi ne zaman Filistin oldu diye…
Gaziantep’in kültürel kimliğini ve bağımsızlık mücadelesini simgeleyen Gaziantep Kalesi’ne Türk Bayrağı yoksa eğer bir başka bayrak asamazsınız. Bana göre bu bir suçtur.
Rezalet desem bir türlü, utanç verici desem bir türlü….
Bu duruma ne diyeceğimi, nasıl anlatacağımı şaşırdım.
Hassas bir konu ancak duyduğum üzüntüyü sizle paylaşmadan geçemedim.
Kan ağlayan Filistin için gidip canımızı verelim. Katliama karşı siyonizm ile mücadele edelim. Bu konuda da bende en büyük tepkiyi verenlerdenim. Mazlum Gazze halkının yanındayız ve her zaman yanında olacağız. Mescid-i Aksa Müslümanların kıblesidir. Kırmızı çizgimizdir.
Gazze halkına yapılan zulmün hesabı elbet görülecektir.
Kudüs’ün içinde bulunduğu durumunun yalnızca Filistinlilerin şahsi sorunu olmadığını belirtmek isterim. İsrail’in yaptığı katliam tüm İslam âlemini ilgilendiren bir ümmet sorunudur.
Ancak Türk Bayrağının asılı olması gereken bağımsızlık sembolümüz Gaziantep kalemize bir başka bayrağı tek başına asamazsınız.
Bu şehrin 6317 şehidi var, Gazileri var. Vatan toprağı için kan veren canların torunları var.
Bu tür projelerde uzman birinden destek alınması ve ona göre harekete geçilmesi daha doğru olacaktır?
Gaziantep Büyükşehir Belediye başkanımız Fatma Şahin’in bu şehir için ne kadar mücadele verdiğini ve gece gündüz demeden nasıl çalıştığını bilmeyen yok. Ben çok üzüldüm.
Eğer ki başkanımızın haberi yoksa bu da başka bir sorun… Başkanım her şeyden haberiniz olsun. Çünkü kabak sizin başınıza patlıyor.
Başkanımızın bu durumlara düşürülmesi de hiç hoş değil!
Her ne kadar Gazze’ye destek amaçlı yapılan bir eylem olsa da yerini bulduğu söylenemez.
Türk Bayrağı’ndaki hilal İslamiyet’i; yıldız ise Türklüğü temsil eder. Kırmızı renk ise toprağa karışan kanı temsil eder. Kırmızı zemin ise vatanı temsil eder. bunun üzerine tek şey söyleye bilirim:
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül… ne bu şiddet bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl,
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl.
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner, aşarım;
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garb’ın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar;
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir îmânı boğar,
“Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın…
Kim bilir, belki yarın… belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehîd oğlusun, incitme, yazıktır atanı;
Verme, dünyâları alsan da, bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Şühedâ fışkıracak, toprağı sıksan şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.
Ruhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli:
Değmesin ma’bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!
Bu ezanlar-ki şehâdetleri dînin temeliEbedî yurdumun üstünde benim inlemeli
O zaman vecd ile bin secde eder –varsa- taşım;
Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır rûh-i mücerred gibi yerden na’şım;
O zaman yükselerek Arş’a değer, belki başım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl;
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!
Yazar: Mezine Sırakaya
Gaziantep Haberler Gaziantep Sağlık Son Dakika News Narkoz haber