Göz bebeğimiz çocuklarımızı bin bir zahmetle büyütüp okutuyoruz. Eğitimlerine servet harcıyoruz. En iyi Üniversitelere gitsin diye yemiyor yediriyoruz, içmiyor içiriyoruz. Özel ders aldırıyor, dershanelere gönderiyoruz.
O güzelim çocuklarımız, yarış atı gibi sürekli sınavlarla boğuşuyor ve yüzüp yüzüp dananın kuyruğuna geldiğinde hayal kırıklığı yaşıyorlar. İşsizlikle birlikte baş gösteren Psikolojik sıkıntılarda cabası!
İş bulamayan gençlerin stresli yaşamları birçok sağlık problemini de beraberinde getiriyor.
Eeee kolay değil: Anne baba varını yoğunu harcayıp çocuğunu okutuyor ki geleceği parlak ve sağlam olsun, bir işi olsun. Gel gör ki zibil gibi üniversite var, istihdam yok! Para yok!
Her alanda, mühendis, doktor, avukat, öğretmen, hemşire, sekreter, sosyolog ve birçok mesleki alanda mezun olan gençlerin tek ihtiyacı İSTİHDAM!
Sokak üniversite mezunu gençlerle, meslek lisesi mezunu gençlerle kaynıyor. Yanlış giden bir şeyler var. Üniversitelerin açılması, çoğalması elbette sevindirici. Ancak bu üniversitelerden mezun olan gençlerin, neredeyse yarıdan fazlası işsiz. Yani mezunlarla – İstihdam oranı arasında çooook uçurum var ve gençlerimiz bu uçurumdan aşağıya düşüyor.
GELECEĞİMİZİN TEMİNATI GENÇLERİMİZ MUTSUZ
Gaziantep’te yaklaşık 3 Üniversite de toplamda 50- 60 bin öğrenci var. Bu öğrencilerin bir hayali var: İş sahibi olmak ve sağlıklı bir aile ile kimseye muhtaç olmadan uzun bir yaşam sürmek.
Sizce bu gençlerden kaçı hayalini gerçekleştirebiliyor? Ya aileler! Kaçının yüzünde çocuklarının geleceği için endişe yok!
Bugün 29 Kasım Dünya Tıbbi Sekreterlik Günü
100 Binden fazla atama bekleyen Tıbbi sekreterlerin günü.
Büyük hayallerle seçtikleri mesleklerini henüz icra edemeyen Tıbbi Sekreterlerimizin de benden ricası “Sesimizi Duyun”
Tık Tık! Tıbbi Sekreterlerimizin sesini duyan var mı?
Elbette devlet kadrolarına mezun sayısı kadar atama yapılması mümkün değil. Ancak her yıl 20 binin üzerinde mezun veren bu okulları ve atamalarda KPSS Taban puanını düşününce vay Tıbbi Sekreterlerin haline demekten başka çare bulamıyorum.
100 bine yaklaşan Tıbbi sekreterler her yıl düşük kontenjanlardan dolayı düşmeyen KPSS puanlarından muzdarip!
Devleti yönetenlerin Üniversiteler ve bu üniversitelerden mezun olan gençlerin İstihdam oranlarını iyileştirmek, mağduriyetleri en aza düşürmek için çalışma yapması şarttır. Üniversiteler ülkenin ve dünyanın ekonomik gelişmelerine göre bölüm açmalıdır ve öğrenci kabul etmelidir. Türkiye’deki genç işsiz oranın yüksek olması plansız ve ihtiyaca göre düzenlenmeyen yüksek öğretimin varlığının kanıtıdır.
Üniversiteye yerleşen bir öğrenci 4 yıl sonrası için plan yaparken Türkiye’de ki şartları masaya yatırmalıdır. Ekmek aslanın midesinden geçeli çok oldu gençler.
Tıbbi Sekreterlerimiz-den bana gelen bir maili sizinle paylaşıyorum.
“ Bizler atanamayan Tıbbı sekreterler olarak bu güzel ülkenin -eli kalemden başka bir şey tutmamış- tertemiz evlatlarıyız. Biliyorsunuz ki bizim petrolümüz yok, gençlerimiz var. Ne yazık ki yıllardan beri yaşıyor olduğumuz haksızlıklardan dolayı devletimize küsmüş değiliz ancak bu duruma artık son verilmesini istiyoruz.
Bizler 4 yıl sağlık meslek liselerinde, 2 yıl da sağlık meslek yüksekokullarında tıbbi dokümantasyon ve sekreterlik bölümünü okuduk, 6 yıl boyunca gerek gördüğümüz öğrenim ile gerek öğrenim dönemi ve tatil döneminde yaptığımız stajlar ile bu alanda uzmanlaştık. Ancak bizim istihdam edilmemiz gereken kadroları herhangi bir lisede herhangi bir bölümden mezun olmuş olan ve 3 aylık göstermelik eğitim ile imza karşılığında sertifika alan taşeron tıbbi sekreterler işgal etmiştir. Hali hazırda üniversiteden mezun olmuş 35.000 tıbbi sekreter bulunmasına rağmen yılda her 35 000 tıbbi sekreter içerisinden 0.4 – 1 arasında kişiye kadro açılmaktadır.
Taşeron tıbbi sekreterlerin yaptıkları hatalar sonucunda bebek ölümleri, ameliyat hataları, hastane yangınları yaşanmış, sağlık sektöründe taşeronlaşma iş cinayetlerine sebep olmuştur. Bununla birlikte kurumlar ve kişiler için çok büyük önem arz eden tıbbi kayıtlar taşeron tıbbi sekreterler tarafınca eksik ve hatalı tutulmaktadır.
Asgari ücret alan niteliksiz bir kişi bu işin psikolojik ve teknik ağırlığını kaldıramamaktadır. Hastalar geldiğinde onları ilk karşılayacak kişi olan ve onların hastaneye girişinden başlayarak hastaneden ayrılışına kadar tüm işlemlerinin takibini yapması gereken taşeron tıbbi sekreter ile hastalar arasında eğitimsizlikten kaynaklı birçok sorun yaşanmaktadır. Taşeron tıbbi sekreter, eğitimsizliğinin oluşturduğu sorunlar ve asgari ücretin kendisinde yarattığı isteksizlikle hastaya vermesi gereken gerçek hizmeti yerine getirememektedir.
Hastanın tüm sağlık personelleri ile arasında bir köprü olması gereken taşeron tıbbi sekreter, hastaların karşılaştığı sorunları daha sonra hemşireye, hekime yansıtmasına sebep olmaktadır. Hasta sekreterlikte karşılaştığı sorunların etkisinde bir nevi hekime, hemşireye patlamaktadır. İşini sevmeyen ve hasta psikolojisinden anlamayan taşeron tıbbi sekreterler “Sağlıkta Şiddet”e sebep olmaktadır. Hastayı ilk karşılayan kişinin tutumu, karşıladığı hastanın işlemlerini tamamlayıp hastaneyi terk etmesine kadar geçen tüm süreyi etkilemektedir.
Nitelikli tıbbi sekreterler ise 6 yıl eğitimini aldıkları, uzmanı oldukları meslekleri yerine sevmedikleri mesleklere yönelmek zorunda kalmışlardır. Dolayısıyla Sağlık Bakanlığı, işini sevmeyen büyük bir mutsuz çalışanlar ordusunun oluşmasına sebep olmuştur.
Aslında tıbbi sekreterlerin yapması gereken bir çok iş ile başta hemşireler olmak üzere diğer sağlık çalışanları ilgilenmek zorunda kalmaktadır. Böylece bütün zamanlarını ve performanslarını kendi işlerine ayıramamaktadırlar. Dolayısıyla düşünülen hemşire açığının yeterli sayıda eğitimli tıbbi sekreter istihdamı yapılması halinde sanıldığından daha az olduğu görülecektir.
Siz devlet büyüklerimizi kendi ailemizin en yakın ferdi gibi hissetmekteyiz. Size çok az bir kısmını sunmuş olduğumuz problemlerimizin çözülmesinde yardımcı olmanızı, bize sahip çıkmanızı, değerli devlet büyüklerimizden talep ediyoruz. Allah devletimize, milletimize zeval vermesin ve sizlerin koruyucusu olsun.”
Hoşçakalın!
