Teveccüh yok! Oyun çok!
31 Mart 2024 Yerel Seçimleri yaklaşırken partilere gösterilen aday adayı bolluğu ve teveccüh diyeceğim ama YOK! Öyle değil.
Teveccüh, bolluk, molluk YOK!
Partilerin aday adaylığı başvurusu başlamasına rağmen, partilere aday adaylığı için çok teveccüh gösterilmemesinin sebebi nedir diye düşünürken Şamil Tayyar’ın tweeti dikkatimi çekti.
Tam da yerinde olmuş.
*Öncelikle: Cesaret başarmanın yarısıdır. İyi yönetim kabiliyeti de cesaretli insanlarla mümkündür. Siyaset son zamanlar insanların güvenini kırdı, yıpratıldı ve içi boşaltıldı. Burada hem fikir olduğumuzu düşünüyorum.*
Ortada bu kadar sessizlik varken sanırım parti teşkilatlarının da sessizliği pek hayra alamet değil.
Biliyorsunuz bende uzun yıllar siyaset yaptım ve bu dönemde Şehitkamil Belediyesine aday adaylığı başvurusunda bulundum. Pek hazırlıklı değildim aslında… Çokta düşünmüyordum. Ancak hızlı gelişen bir anlık kararla kendimi yeniden aday adayı buldum.
Sonrasında yaşadıklarımı ve duyduklarımı buradan yazmayacağım. Ne kadar çekimser kaldığımın ve ortaya koyduğum nedenlerimde haklılığım ortaya çıktı.
Hani vardır ya siyasette belden aşağıya vurmak! Siyasi hayatım boyunca çok mücadele verdim çok… Hayal bile edemezsiniz! Yaptıklarım ve yapacaklarımla değil, acaba nasıl önünü keseriz hesabıyla arkamdan çevrilen dolaplarla çok mücadele ettim. Şükür rabbime! Dolaplar bir yerde takılıp kaldı ve kendi ayaklarına dolandı..
Neyse..
Kimilerinin derdi bu ülkeye hizmet etmek isteyen insanların önünü açmak yerine, baltalamak için sosyal medyasını didik didik etmek, yalan yanlış raporlar hazırlayıp üst yönetime sunmak, söz verdiği paralı adayların önünü açmak için… velhasıl elinden geleni ardına koymamak…
Öte yandan koltuğunu korumak isteyenlerin çabasını da unutmamak lazım.
Siyasetin en kirli yüzü de bu işte! Tüm varlığınızı ve eforunuzu boş işlere harcarken hizmet etmek için gücünüzün tükenmesi…
Siyaseti bile insanın kursağında bırakmak!
İnsanlar böyle bir zihniyet varken neden siyaset yapmak istesin? Neden huzurunu bozmak istesin? Neden vaktini ve parasını boş yere harcamak istesin?
Ha birde tepeden inme gelenler var tabii.. Seçimden seçime gelip aday adayı olan ve listeye giren… Alnın teri yere düşmeden beleş etiket sahibi olanlar.
*Siyasetin seviyesinin geldiği nokta ortada..
*Kusura bakmayın bunları birilerin yazması ve söylemesi lazım. Geç bile kalındı. Çok geç…
*Etiket öyle kolay kazanılmamalı.
*Hangi parti olursa olsun, siyasette adayların yapacağı ve ülkeye sunacağı katkıların üzerinden kaliteli insanlarla, kaliteli yönetimlerle değerlerin daha da değerlendirilmesi önceliği olmalı..
Şamil beyin de dediği gibi….Harıl harıl yapılan kulisler, ortada dönen dolaplar artık siyaset yapmak isteyenlerin önünü tıkar hale geldi.
Az olsun benim olsun….
Gelelim Şamil Tayyar’ın açıklamasına.
“En çok adaylık başvurusu yine AK Parti’de. Ne var ki beklentinin altında. Kanımca birinci sebebi, belediye ve teşkilat başkanlarından resmi başvuru istenmemesi. İkinci ve asıl sebebi, son dönemlerde adayların daha çok başvuru yapmayanlar arasından ‘son dakika’ seçilmesi. Oysa eskiden temayüle veya mülakata katılmayanın adaylık şansı sıfıra yakındı. O sebeple adaylık beklentisi olan ‘ağır’ isimlerin çoğu başvuru yerine ‘kulis’ üzerinden fırsat oluşturmayı tercih etti, kenarda kaldı. Başvuruları yok ama harıl harıl kulis yapıyorlar. Böylece hem aday gösterilmediğinde ‘rencide’ olmayacak hem ‘istemedim ama ısrara dayanamadım’ yalanının konforunu yaşamış olacaklar. Gölge siyasetinin aktörlerini de eklersek adaylık rekorundan söz edebiliriz. Ne var ki adaylık sürecindeki bu farklılaşma, teşkilatların keyfini kaçırdığı gibi ‘hakkaniyet’ duygusunu zedelemektedir. Oy kaybının bir sebebi de sanırım bu olsa gerek”
Haksızda sayılmaz değil mi?
Geçmişte kendisi de siyasette bazı isimlere referans olup önünü açmasına rağmen sorunu olduğu gibi aktarması güzel bir gelişme…
*En kötüsü de inandığı dava uğruna harcanan ömre gösterilen vefasızlıklar…Tecrübe ve deneyim yaşanarak öğrenilecek bir olgudur. Bir gün sizde yaşayarak öğreneceksiniz…
Rabbim tüm partilere aday adayı bolluğu versin. Versin ki tercih seçeneği çoğalsın. Ne diyelim: Cesaretinizi kaybetmeyin!
Güzel bir hikayeyi hak ettik sanırım.
ŞAHİN EĞİTİCİSİ
Bir Kralın çok ihtişamlı şahinleri varmış. Bu çok değerli kuşların eğitilmesi için bir şahin eğiticisi bulunmasını emretmiş.
Zaman su gibi akıp geçerken, şahinlerin eğitimi tamamlanmış. Ancak şahinlerden biri gökyüzünde bütün ihtişamı ile süzülüp uçarken, diğer şahin üzerinde bulunduğu daldan hiç ayrılmadan tüneyip duruyormuş.
Bunun üzerine kral, ülkeye tekrar haber yayarak yeni şahin eğiticileri bulunmasını emretmiş. Ancak gelen hiç bir şahin eğiticisi yine bu şahini uçurmayı başaramamış.
Gel zaman git zaman ülkenin diğer ucunda bir şahin eğiticisi bulunmuş. Kralın emri ile saraya çağrılan bu şahin eğiticisi saraya getirilmiş ve hemen eğitime başlamış.
Kral ertesi sabah uyandığında bir bakmış ki iki şahin de bütün güzellik ve ihtişamı ile gökyüzünde süzülerek uçmakta. Tabii kral gördüklerine inanamamış ve koşar adımlarla eğiticinin yanına gidip, durumu sormuş:
– Senden önce onlarca eğitici geldi ama başaramadı. Nasıl başardın bunu?
Şahin eğiticisi kendinden emin bir şekilde şu cevabı vermiş:
– Çok basit kralım. Sadece kuşun tünediği dalı kestim.
Sağlıkla kalın hoşçakalın!
Gaziantep Haberler Gaziantep Sağlık Son Dakika News Narkoz haber
