Gaziantep Siyaset ve Piyasa
Gün geçmiyor ki siyasette sular durulsun!
Muhalefet kaynarken gündemde erken seçim söylentileri, gerilen vatandaş, dolar, altın artışı derken epey bir çalkantılı dönemden geçiyoruz.
Hafta sonuna damga vuran sözlerle başlamak istiyorum. Tabii birde piyasaların nabzını ölçmek lazım.
Adalet Bakanı Adulhamit Gül’ün de katılımıyla gerçekleşen AKP Gaziantep Genişletilmiş İl Danışma Toplantısında olanlar oldu. AKP’li kadının sözleri gündeme oturdu. AKP Gaziantep İl Başkanı Mehmet Eyüp Özkeçeci’nin açılış konuşması sırasında yaşanan diyalog siyaset ve erken seçim sinyallerine sanırım biraz göz kırpar nitelikteydi.
Özkeçeci, “Çevrenizde kim varsa, eşiniz, dostunuz, kızınız lütfen üye yapalım. Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımız üye sayısına göre zaten, bizim sayımızla dünyaya kapak olur. Benim şu kadar üyem var” diyebilmeliyiz” diye konuşmasına devam ederken salondan bir ses yükseldi, “Başkanım üye olmuyorlar, olmuyorlar”, ‘Siz bize yalan söylüyorsunuz’ diyorlar” dedi. Bunun üzerine Özkececi, Edeceğiz edeceğiz. Hayır hayır. Ak Partili yalan söylemez. Sabır, Ben sizden il başkanı olarak sabırlı davranmanızı istiyorum” diyerek konuyu kapattı.
Gaziantep’te sahada canla başla çalışan AKP Milletvekillerini görmezden gelmek olmaz. Gerçekten her yerde halkla omuz omuza, diz dize. Ancak işin boyutu ekonomi olunca onlarında vatandaşlara verdiği cevabı merak ediyorum doğrusu.
Sahaya baktığınız da Gaziantep için söylüyorum Muhalefet sesini daha yüksek tonda duyurması gerekirken kendi içlerinde ki sorunlarla uğraşmakta. Bazen yakınımda ki insanlara soruyorum “Seçim olsa kime oy verirsiniz” diye. Aldığım cevap: “Aman Mezine hanım git işine seçim düşünecek halimiz mi var.”
Faiz indirimi sonrasında artan dolar ve altın fiyatlarının piyasaya etkileri salonlara taşınıyor diye düşünüyorum. Bu diyalog gündeme damga vursa da ben konunun aslında ne kadar ciddi olduğunu ve siyasette ki dengenin en büyük unsuru olan EKONOMİNİN yankıları olarak değerlendiriyorum.
Faiz indirimi devam ederse ve enflasyon oranları yükselirse vatandaşın cebindeki para erimeye dolar yükselmeye devam edecek gibi duruyor. En son kura baktığımda dolar 9,81’di. Türk Lirası Dolar karşısında erimeye devam ederken vatandaşta kemerleri iyice sıkmaya başladı. Sıkacak kemerde kopmak üzere ama neyse…
Hafta sonu Pazar günleri özellikle AVM’lerdeki kasalarda kuyruk olurdu. Bu hafta sonu alışverişe çıktım. Birkaç ürün aldım. Aldım ama şok fiyat artışına söylenerek kasaya doğru ilerledim. Ben hariç kuyrukta bekleyenler söyleniyordu. “Artık misafire Kahvede ikram etmeyelim. Bu ne Türk Kahvesi en son aldığımda 65 TL’ydi. Şimdi 100 TL olmuş. Bir ayda bu nasıl bir artış. Sadece Türk Kahvesi almak için 4-5 market gezdim” diye söyleniyordu. Sadece 1 poşeti dolduran temel gıdalarında olmadığı poşet sadece 560 TL tutmuştu. Poşetin içine bakakaldım. Sonrada kendi aldıklarıma bakarak “Herhâlde bende 400 öder çıkarım” dedim. Tahmin edin ne kadar ödedim. 470 TL. Temel gıda yok sadece tuvalet kâğıdı ve deterjan…
Söylemek istediğim artık siyaset üstü bir durum söz konusu. Hangi kapıyı çalarsanız çalın piyasalardan memnun 1 kişi varsa siyasetçilerde dahil ben yanlış biliyorum, her şey tıkırında diyebilirim o zaman.
İşin doğrusu Dolar, Altın ve gelen zamlar virüsü bile unutturdu vatandaşa…
Vatandaş isyanlarda. Benzine peş peşe gelen zamlar, temel gıdalara çaktırmadan yapılan zamlar kara kara düşündürüyor.
Anlık artış veya değişkenlik üzerinden meseleye yaklaşmanın ekonomimiz açısından doğru bir bakış açısı olmayacağını savunanlar bu hafta vatandaşla yüz yüze sahada alışverişe çıksınlar bence.
İyi şeylerde olmuyor değil! En azından şimdilik sağlıklıyız. Tek şükredebildiğimiz şu aralar SAĞLIĞIMIZ.
Toplumun temel ve ortak sorunlarını gündeme taşımamız ve yetkililere yalakalık yapmak yerine gerçekleri görmelerini sağlamamız gerekir.
Bazılarını görüyorum makam mevki için gördüğü siyasetçiye yaranacağım diye atmadığı takla kalmıyor. Bırakın artık bunları… Makamları korumak yerine gerçekleri görün. Eleştiriler bazen gidişatı düzeltmekte en iyi unsurdur. Sustukça tersine giden bazı şeyler düzeltilemez hale gelir ve hep birlikte bundan nasibimizi alırız. Dolar yükseliyor ve bundan sadece vatandaşlar değil Sanayici, Esnafı, çiftçisi, besicisi velhasıl topyekûn etkileniyoruz. Zincirin birer halkasıyız. Halkanın biri kopsa zincir dağılır. Bunları da görmezden gelmek sanırım olmaz.
Yazımı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün: “Siyasi, askeri zaferlerle ne kadar büyük olursa olsunlar ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa kazanılan zaferler kalıcı olmaz, az zamanda kaybedilir. (1923, İzmir)” sözüyle bitirmek istiyorum.
Kalın Sağlıcakla!
