Osmanlı Ocakları Güneydoğu Anadolu Bölge Başkanlığı ve Gaziantep il Başkanlığı açılış töreni Gaziantep Üniversite’si Kültür merkezinde yapıldı.
Gaziantep Üniversitesi Kültür merkezinde düzenlenen programa, Osmanlı Ocakları Genel Başkanı A.Kadir CANPOLAT, Gençlik kolları Genel Başkanı Şener MENGENE, Genel Merkez yöneticileri, Osmanlı Ocakları Bölge Başkanlarından; Hasan DİŞLİ, Halil İMDAT, Sevgi PETEK, Ramazan AYHAN, Kerim KESKİN, İl Başkanları’ndan ise Zafer BEKTAŞ, Hüseyin ÇETİNTAŞ, Hakan KARATAŞ, Osman Fatih SAVRAN, Sivil toplum Kuruluşlarından, Alevi dernekleri Federasyonu, Kamu-sen, Engelli dernekleri, uyuşturucu ile mücadele dernekleri, Sağlık-sen, Milli eğitim ve Üniversite öğretim üyeleri katıldı.
Gaziantep Şehitkâmil Osmanlı Ocak Başkanı Mehmet SATICI’nın konuşmasıyla açılışı yapılan programa katılım yüksekti.
Ümmet 940 yıl boyunca önce Selçuklu sonra Osmanlı, şimdi ise Türkiye Cumhuriyeti olarak kaderde, hüzünde, sevinçte bir araya gelmiş Osmanlı Ocaklarında toplanmıştır diyerek sözlerine başlayan Satıcı, programa katılan herkese teşekkür etti.
Satıcı yaptığı konuşmada şunları söyledi; “Güneydoğu Anadolu Bölge Başkanlığımız ve Gaziantep İl Başkanlığımızın açılışı için burada bulunmaktayız. Neden Osmanlı Ocakları? Osmanlı Ocakları denince akla devlet, merhamet, hoşgörü, insanlık gelmektedir. 600 yıl süren 24 milyon km’lik vatan içerisinde dil, din, ırk gözetmeksizin şefkat kanatları altında idare eden bir Osmanlı “İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın “ mantığıyla hareket etmiştir. Biz Osmanlı Ocakları olarak diyoruz ki Osmanlıyı anlayın ki insanı anlayasın, İnsanı anla ki Devleti ebedi müddet kılasın. Çıktığımız kutlu dava yolunda zor olan zamanda Allah Osmanlı sabrı ve anlayışı ve dik duruşu versin.”
Necip Fazılın “utansın “ şiirini okuyarak sözlerine son veren Satıcı birlik ve beraberlik mesajı verdi.
“AMACIMIZ OSMANLI KÜLTÜRÜNÜ YAŞAMAK VE YAŞATMAK”
Osmanlı Ocakları Genel Başkanı A. Kadir CANPOLAT ise yaptığı konuşmada hedeflerinin Osmanlı Kültürünü yaşamak ve yaşatmak olduğunun altını çizdi.
Canpolat, “Kardeşlik, insanlık, hoşgörü ve Osmanlı Medeniyetinin Ülkemizde Derin bir şekilde ihtiyaç duyulduğunu hissettiğimiz anda çok zor şartlar altında, niyetimiz gerçek manada İslam ve Osmanlı kültürünü yaşamak ve yaşatmak için imam hatipli sınıf arkadaşlarımız ile Osmanlı Ocaklarını kurduk. Yeryüzü Osmanlı varlığından koptuğu o andan itibaren insanlar zulüm görmekte, insanlar birbirini öldürmekte, insanlar aç, susuz, sefalet içerisinde yaşamaktadırlar. Ülkemizde ve dünyada bir Osmanlı ruhu boşluğu var, onu taklit eden büyük devletlerin, adalet ve hoşgörü konusunda sınıfta kaldığını görüyoruz. Osmanlıyı taklit edebilecek bir gücün adil düzen ve hoşgörü ilkelerini önemsemesi gerekiyor, önce ülkemizde Osmanlı ruhu var olmalı, daha sonra bütün dünya ya kardeşlik adına bir ve beraber, kavgasız, silahsız, savaşsız yaşayabilmek adına, insanların rahat bir hayat sosyal ekonomik ferahlık adına zalime dur, mazluma hizmet adına gerekmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz, ilelebet devam edecektir. Devletimizin yasaları ve kanunları içerisinde insanlarımızın temel eşit hak ve hürriyetleri gözetilmelidir. Bununla beraber ortaya çıkan bir ”Osmanlı ruhu göz ardı edilmemelidir.” Bizde toplumda cereyan eden Osmanlıyı yaşama özlemi için, Osmanlı Ocaklarında bu özlemi bu hasreti acılara sonu, hüzünlere sevinci ekleyeceğiz. Türklere Kürtleri, Kürtlere Türkleri benimsetip ülkeye sulhu aşılayacağız. Alevi Sünni kavgalarını bitirmek için elimizden gelen katkıyı sunacağız.
“SOLCU VE SAĞCI ARKADAŞLARIMIZI OSMANLI ÇATISI ALTINDA TOPLAYACAĞIZ”
Solcu ve sağcı kardeşlerimizi Osmanlı Ocakları çatısı altında, Osmanlı ruhuyla var edeceğiz. . Ülkemizle alakalı halkımızın sorunlarını çözmek adına, yapılmış olan tüm projelere destek vereceğiz. Bunun en büyük projelerinden biri Milli Birlik ve Kardeşlik Projesidir. Milli birlik ve kardeşlik projesine birlik ve beraberlik ayrımcılık yapmadan katkı veriyoruz. Dünyada ve ülkemizde son zamanlarda siyaset insanların ölümleri üzerinden kan, gözyaşı ve zulümle devam ediyor, son Osmanlı varlığından sonra Müslüman dünyası Osmanlı toprakları kan ağlıyor. Doğu Türkistan’da yaşanan feryatları işitiyor, Mısırda zalimliği görüyor, Suriye’de bitmeyen bir katliamı göz göre göre seyrediyoruz. Gözü yaşlı çocuklar açlıkla boğuşurken, birde annesiz babasız kalıyor. İnsanlar birbirini sevmeyi değil, insanlar birbirini öldürmeyi yaşıyor. Demek ki Osmanlı ruhu ilk önce ülkemizde var olup, barış ve ferah bir hayatı getirdikten sonra, tüm Osmanlı topraklarında yayılması gerekiyor. Osmanlının hoşgörüsüyle tüm ırk ve mezheplerin eşit şartlar altında gözden geçirilmesi gerekiyor. Kara bağ sorunu da bir Kıbrıs sorunu da bir olması gerekiyor.
Dünyaya vurulan Osmanlı mührü, yeniden ruhunu şerh etmesi gerekiyor.. Daha sonra toplum içerisinde her neferin, her bireyin kalbi sağcı solcu demeden kazanılması gerekiyor. Yenilen hakların iadesi ve yapılan bu zulümlerin önüne geçmek gerekiyor. Biz hiç kimseden komut almıyoruz, komut aldığımız şey AHLAK, İHLAS ve Osmanlı medeniyetidir. Bizim Osmanlı ocakları çiçeğimiz, hiçbir partinin bahçesinde yetişen bir çiçek değildir! Dünya’ya mührünü vurmuş bir bahçeden yetişmiş: Hoşgörü, İhlas, Adalet, Sanat, Barış, Edebiyat, Özgürlük, Hukuk, Ahlak ve Kültür çiçeğidir…
Osmanlı Ocakları Şehitkâmil Başkanı Mehmet Satıcı’nın konuşmasıyla başlayan program, il ve bölge başkanlarının konuşmalarının ardından son buldu.
