Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti tarafından düzenlenen kahvaltıya katılan Ak Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, derin devletin her ne kadar dizlerinin üzerine çökmüş gibi gözükse de henüz bitmediğini belirterek, “rehavete kapılırsak yarın güç kaybettiğimiz anda bunlar sırtımızda tepinir ve AK Partiye asla hayat hakkı tanımazlar” dedi.
Ak Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, Ak Partinin iktidara geldiği tarihten itibaren çeteler ve organize suç örgütleri ile ciddi bir mücadeleye girdiğini söyledi. Tayyar; “ Hepimiz biliyoruz ki geçmiş yıllarda siyaset kurumunu itibarsızlaştırmak, etkisiz hale getirmek ve ihtiyaç duyulduğunda devirmek isteyen sivil ve askeri bürokrasi her zaman mevcuttu ve güçlüydü. Aradan geçen zaman içerisinde bunlarla yapılan mücadele başarıya ulaştı ve Anayasal rejimi devirmeye yönelik organizasyonlar içinde bulunan yaklaşık 60 bin kişi gözaltına alındı ve bunların önemli bir kısmı tutuklandı. Balyozda konu Yargıtay safhasında Ergenekon’da ise mahkeme henüz kararını vermedi. Ben Türkiye’de halen bu mücadelenin gerçek anlamda sonuçlandığını düşünmüyorum. Bizim yıllardır mücadele ettiğimiz o derin ve merkezi yapı her ne kadar dizlerinin üstüne çökmüş gibi gözükse de tümden yok edilmiş değildir. 12 Eylül 2010 referandumu ile derin devletin bitirildiğini düşünüp rehavete kapılırsak yarın güç kaybettiğimiz anda bunlar sırtımızda tepinirler ve AK Partiye asla hayat hakkı tanımazlar. Maalesef bu yeni süreci okumak konusunda genelde bir problem var. Bu derin yapı 12 Eylül 2010 referandumuna kadar iktidar partisi, siyasi otorite ile çatışarak ayakta kalacağını ve rakibini yok edeceğini zannetti. Bu referandumdan sonra ise bunun mümkün olmadığını gördü. Şimdilerde ise yeni bir arayış içine girmiş ve mücadele konseptini değiştirmiştir. Bizim arkadaşlarımızın bir kısmı derin devletin yeni konseptini yorumlamakta biraz zorlanmaktadırlar. Bu derin devlet yeni dönemde uzlaşarak ayakta kalabilmenin yolunu aramaktadır. Bunun teknik olarak mümkün görünmediğini göre derin devlet AK Partiyi kendine kalkan yapıp veya Ak Partinin içinde yer alarak varlığını koruma ve zaman içerisinde güçlendiğinde siyasi otoriteyi güçlendirme çabasının içerisine girmiştir. Dosya içeriği itibariyle Balyoz davası Ergenekon davasından çok daha önemli bir davadır” dedi.
