Çanakkale Zaferinin 97.yıldönümü etkinlikleri tüm yurtta ve Gaziantep’te kutlandı. Her zamanki gibi Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Onat Kutlar Tiyatro Salonu bizleri bekliyordu ve bize de davete icabet ederek yerimizi almak düşerdi. Salon çok kalabalık gibi gözükse de aslında katılımın çok olmasından değil salonun küçük olmasından, malum 500 kişi kapasiteli küçük bir salon. Çanakkale Zaferi gibi emsali görülmemiş bir kahramanlık destanı 500 kişilik bir salonda asker, polis, protokol, madalya alacak şehit aileleri ve gazilerimiz ile gösteri yapacak bir grup öğrenciyle beraber kutlanıyor. Gaziantep halkı her zamanki gibi yine ortalıkta yok, belki de çoğunun haberi bile yok, olsa da zaten salonda oturacak yer yok. Program her zamanki gibi standart bir şekilde başlıyor, daha sonra çocuklarını vatan uğruna kaybeden gözü yaşlı anne ve babalar ile vatan için sağlığını kaybetmiş kahraman gazilerimiz sahneye çıkıyor. Sağ olsun Devletimiz unutmamış “Devlet Övünç Madalyası” ile kendilerini ödüllendirmiş. Bu arada Ak Parti Milletvekillerinin büyük bir çoğunluğu salonda, her zamanki gibi Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisinin Gaziantep Milletvekilleri mesaj göndermişler, sağ olsunlar. Bu arada madalya töreni başlıyor ve salonda bir annenin feryadı inliyor, gözyaşları sel oluyor, bir çocuk sahnedeki sine vizyon gösterisinde babasını görünce baba, baba…..! diye bağırmaya başlıyor. Her zamanki gibi “vatan sağ olsun” cümleleri haykırılıyor. Daha sonra araya genç bir Üsteğmen giriyor ve “ Çanakkale Savaşının Askeri Harekat Tarzları” konulu 102 yansılık bir brifing vermeye başlıyor. Oldukça sıkıcı olsa gerek Sayın Şamil Tayyar daha fazla dayanamayarak salondan ayrılıyor. Konu bize de sıkıcı geliyor ve biraz dışarı çıkıp hava alalım derken şehit ve gazi yakınlarını görüyoruz. Bir gazimiz yaptıramadığı protez bacağı ile ilgili yetkililere dert yanıyor, benim rica minnetle yaptıracak ayağa ihtiyacım yok, ben hakkımı istiyorum diyor. Diğer bir gazimiz farklı sıkıntılardan bahsediyor, bu arada aklıma iki gün önce ziyaret ettiğim şehit ailesi geliyor. Tunceli’nin Ovacık ilçesinde operasyon bölgesinde pusu esnasında kaza kurşunuyla hayatını kaybeden ancak 9 aydır mahkemesi devam eden ve eşinin şehit statüsüne alınması için mahkeme kararını bekleyen gözü yaşlı şehit eşi Tülay Karslı ve küçük çocuğu geliyor. Bir şehit yakını bu arada Uludere de jet kararla ödenen 123 bin TL’lik tazminattan bahsediyor, sorunun muhatapları ise her zamanki gibi kafa sallayarak evet sıkıntıları biliyoruz, çözüm için çalışıyoruz sözleri ile salonu terk ediyor. Bu arada bir gün önce Şehitkamil Kültür Merkezindeki “Vergi Ödülleri “ töreni gerçekten çok kalabalık ve muhteşemdi. Salon müthiş, tabiî ki Gaziantep’in meşhur rekortmenlerine de böyle güzel salonda ödül vermek yakışır. Nede olsa herşey maddiyat. Buradan bir kez daha vergi rekortmeni olan değerli iş adamlarımızı kutluyor ve onlara desteklerini esirgemeyen çok muhterem siyasetçilerimize saygılarımı sunuyorum… Devlet şuan kolları sıvadı şehit ailelerinin hakları genişletiliyor ama birde onlara sorun.. Kaybettikleri canlara mı yansınlar yoksa mahkeme kapılarında süründüklerinemi? Yoksa vatan için kaybettikleri kolları ve bacaklarının yerine protez taktıramadıklarına mı? Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız Fatma Şahin’ni canı gönülden konu üzerinde çalıştığına yürekten inanıyorum. Ama bize düşen gördüklerimizi ve duyduklarımızı yetkililere iletmek ve yardımcı olmaktır.

Bu vatan için canlarını geçmişte vermiş ve gelecekte verecek bir çok yiğit yetiştirmiş Türk anaları.. Gencecik gelinler kundakta bebeleri ile kalmış, analar erememiş evladının muradına dinmez bu acı yüreklerde.. Bir tesellidir kapısı çalınsın hal hatır sorulsun.. Bu şehitler sadece askerin değil, Türk milletinin şehitleridir. Ey vatandaş, bir kapıda siz çalın! Çalın ki yüreklere su serpilsin..

Devlet şuan kolları sıvadı şehit ailelerinin hakları genişletiliyor ama birde onlara sorun.. Kaybettikleri canlara mı yansınlar yoksa mahkeme kapılarında süründüklerinemi? Yoksa vatan için kaybettikleri kolları ve bacaklarının yerine protez taktıramadıklarına mı?