ERKENEKON, BALYOZ VE ŞİMDİ DE….

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

ERKENEKON, BALYOZ VE ŞİMDİ DE….Gündeme bomba gibi düşen yolsuzluk operasyonunda adeta emniyetin altı üstüne getirildi. Bakan çocukları ve çalışma ekibinin de içinde yer aldığı yolsuzluk iddiasında yer yerinden oynadı.

Kimilerine göre bütün bu haberler düzmece deliller ve belgelerden ibaretken, kimileri de bunun daha başlangıç olduğu, yaklaşan seçimler öncesinde çok ciddi dosyaların olabileceği görüşünde. Olayın hemen ardından görevli savcının pasifize edilmesi, emniyet müdürlüğü bünyesinde, taşra da dahil olmak üzere ciddi değişikliklerin yaşanması kafaları karıştırıyor. Hükümet Emniyet içinde oluşan çetelerden bahsediyor ve hükümete karşı ciddi bir yapılanma olduğunu söylüyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan daha düne kadar “benim polisim” “polis Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Garantisidir” derken, bugün yolsuzluk kılıfıyla çirkin tuzaklar kurulduğunu, kirli elleri kıracaklarını söylüyor.

EMNİYET İÇİNDEKİ CEMAAT YAPILANMASI

Emniyet müdürlüğü ve daha birçok devlet kadrosunda cemaat yapılanması olduğunu bilmeyen herhalde sağır sultan kalmıştır. Yıllardır bu yapılanmaya müsaade eden hükümet kendisi mağdur olduğunda kirli elleri kıracağız demeye başladı. Daha dün Ergenekon, Balyoz, 28 Şubat sürecinde sabahın erken saatlerinde evden alınmaları, yargının görev alanlarını, delilleri sorgulamayanlar ve yargıya tam güven konuşmaları yapanlar, bugün sahte delillerden, sabah yapılan operasyonlardan, yargıdan ve emniyet içindeki yapılanmadan şikâyet etmeye başladı. Yargı aynı yargı, emniyet aynı emniyet ne değişti?

Bülent Arınç bir konuşmasında“ İçişleri Bakanının oğlu gözaltına alınıyor, bundan bakanın haberi olmuyor, bundan daha vahim bir şey olabilir mi” diyor. Sayın Arınç; bu memlekette hukuk ve statüye göre mi işliyor. Gariban bir vatandaşın oğlu suç işlediğinde babasına senin oğlun suç işliyor bak dinliyoruz haberin olsun mu deniyor, hukuk mevzuatında bakanlara ilişkin ayrı bir madde varda bizim mi haberimiz yok?

POLİSLER NEDEN AÇIĞA ALINMADI?

İstanbul kaynaklı olduğu belirtilen ve yolsuzluk iddialarının bulunduğu büyük operasyondan sonra İstanbul Emniyet Müdürü dahil olmak üzere İstanbul emniyetinde çok ciddi yer değişiklikleri oldu. Ancak taşrada yaşanan değişikliklerin nedenini pek anlayamadık. Acaba operasyon kapsamında taşrada da çok ciddi gözaltılar mı olacaktı? Görev değişiklikleri olmasaydı, bu operasyon hangi noktalara gelecekti? Ya da Cemaat yapılanması sonucu oluşan ve önümüzdeki günlerde tehlike oluşturabileceği düşünülen görevliler pasifize mi edildi? Günümüzde kolluk kuvvetlerinin hakim kararı olmadan üst araması bile yapamaz hale gelmişken, kendi kafasına göre böylesine büyük bir operasyonu gerçekleştirmesinin mümkün olmadığı kesin. Kolluk, savcıların talimatı olmadan adım bile atamaz. Eğer ki ortada kanunlara aykırı bir tutum varsa emniyet görevlileri ve yargı mensupları neden hala görevde. Başbakanın ifadesine göre ortada bir usulsüzlük ve kirli tuzak varsa polisler ve savcılar neden açığa alınmadı da görev değişikliği yapıldı. İçişleri Bakanlığının bir usulsüzlük olması halinde bu polisleri açığa alma yetkisi var, neden bu yetkisini kullanmadı?

Yolsuzluk iddiaları hakkında zaman ne gösterir bilinmez ama yaklaşan seçimler öncesinde ciddi iddiaların ortaya atılacağı, zamanında kadrolaşmasına müsaade edilen cemaat kadrolarının hükümete zor günler yaşatacağı kesin gibi.

BASIN HİÇ KİMSENİN ARKA BAHÇESİ OLMAMALIDIR

Yolsuzluk dalgasının hemen ardından Taraf Gazetesi yazarı Mehmet Baransu’nun İstanbul Emniyetine girişi olay oldu ve hemen ardından basın mensuplarına konulan yasak basın özgürlüğüne darbe değildir de nedir?

İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan yazılı açıklamada “Gazeteciler emniyete davet edildikleri takdirde girebilecek. “Genel Müdürümüzün talimatıyla Türkiye genelinde yapılan uygulama çerçevesinde 22.12.2013 tarihi itibarıyla basın mensupları Emniyet Müdürlüğü hizmet binalarına giriş yapamayacaklardır. Herhangi bir gelişme veya basın açıklaması olduğu takdirde basın mensupları davet edilecektir.”

İşte bu açıklama ile zor şartlarda gazetecilik örneği sergilemeye çalışan gazetecilerin görevini yapması engellendiği gibi kamuoyunun haber alma özgürlüğü de kısıtlanmış oluyor. Ne yani canınız istediğinde yaptığınız müthiş operasyonları servis yaptırıp pirim kazanacaksınız, canınız istemediğinde kapıdan kovacaksınız!  Basın kimsenin arka bahçesi olmamalıdır.

AÇLIK YÜZÜNDEN SONA EREN GAZİANTEP SAVUNMASI

Gaziantep”in kurtuluşunun 92.yılında şunları söylemeden geçmek istemiyorum. 1 Nisan 1920”de başlayan Gaziantep savunması 11 ay sürdükten sonra açlık yüzünden sona ererken, savunma süresince Fransızlar şehre 70.000 mermi atmış, 6.000 Antepli şehit olmuştu. Bu olağanüstü savunma sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisi 6 Şubat 1921 tarihli toplantısında Antep”e Gazi unvanını verdi. Milli Mücadele günlerine düşündüğünüzde ve bugünkü milyar dolarlık yolsuzluk iddialarını gördüğümde, paranın ne kadar önemli bir konuma geldiğini, değerlerimizi yavaş, yavaş yitirmeye başladığımızı üzülerek izliyorum. Ancak şunu da biliyorum ki, bu memleketin Şahinbeyleri, Şehitkâmilleri zor günlerde yine ortaya çıkacaktır. Allah herkese helalinden kazanmayı ve harcamayı nasip etsin… Bu toprakları satanlar şunu unutmamalıdır ki bu topraklar için kanını, canını verenlerin karşısına çıktığında tek bir diyecek söz bulamayacaktır. İşte o günü hatırlayınız ve bu milletten aldıklarınızı geri veriniz. 1921 açlık ve canı pahasına toprakları için mücadele edenler ve bugün gözü doymak bilmeyenler yüzünden peşkeş çekilen topraklar, bunun hesabını veremeyeceksiniz.

Sayın Hüseyin Çelik’in geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Teoman Koman için, “Koman yaptıklarının hesabını vermeden gitti” demesi enteresandı. Oysaki Sayın Çelik, ebedi hesaplaşmanın ahiri mahşerde olacağını bilmesi gerekir. Bu dünyada verilen hesap, öte dünya verilen hesaba benzemez. Sizin bunu bir Müslüman olarak bilmeniz ve ölünün arkasından ne olursa olsun bu şekilde konuşmamanızı gerektirirdi.  İşte bugün, bu yolsuzluk penceresinden bakınca da kimin neyin hesabını nerede, nasıl vereceği belli olmaz. Ancak şu bir gerçek hesapsız bir dünya yok! Aksi takdirde cennet ve cehennem kavramı olmazdı.

Dünya servetinin şehvetine düşenler, yolunu kaybetmiş yolcu gibidir…

0
mutlu
Mutlu
0
kahkaha
Kahkaha
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
susuyorum
Susuyorum
0
_zg_n
Üzgün
0
a_l_yorum
Ağlıyorum
0
sinirli
Sinirli
0
alk_
Alkış
0
be_enmedim
Beğenmedim
ERKENEKON, BALYOZ VE ŞİMDİ DE….

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Mahmood Coffee
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Gaziantep Haber, Gaziantep Son Dakika, Gaziantep Sağlık Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin